6 Ağustos 2006 Pazar

Thom Yorke Bu Kez Tek Başına ve Yine Politik


By on 01:03:00

© Zülal Kalkandelen
Cumhuriyet Hafta Sonu/5 Ağustos 2006

Alternatif rock grubu Radiohead’in solisti ve beyni Thom Yorke’un, grup elemanlarından ayrı olarak tek başına yaptığı yeni albümü “The Eraser” yayımlandı. Ülkemizde de bu ayın ortasından itibaren satışa sunulacak olan albüm, kısa bir sure önce Mercury Müzik Ödülü’ne aday gösterildi. Radiohead’in “Kid A” ve “Amnesiac” adlı albümlerinin izinden giden “The Eraser”, garip ve bir o kadar da mükemmel sesleri, synthesizer ve bilgisayarda elde edilen elektronik ritimlerle birleştiriyor.

Fakat bu albümde bazı farklı özellikler de var. Birincisi, Thom Yorke’un sesi çok daha net bir şekilde duyuluyor; bu anlamda şarkılar daha vokal ağırlıklı. İkincisi, müzikler daha melodik ve akılda kalıcı. Üçüncüsü, Thom Yorke, Radiohead için yazdığı şarkı sözlerine göre bu albümdeki sözleri daha açıklıkla ve duygusal olarak ifade etmiş.

Buna karşın Thom Yorke, ısrarla “The Eraser”ın bir solo albüm olarak değerlendirilmemesini talep ediyor. Çünkü, hem grubun dağıldığının düşünülmesini istemiyor, hem de albümdeki şarkıların bir bölümündeki sesler, Radiohead üyelerinin yıllardır provalarda birlikte yaptıkları kayıtlardan oluşuyor. Çaldıkları her şeyi bilgisayarına kaydeden Yorke, turneler sırasında otel odasında bilgisayarıyla baş başa kaldığı anlarda bu sesler üzerinde çalışıp yeni melodiler geliştirmiş. Sonra da onların üzerine gerçek gitar ve vurmalı çalgılarla gerekli eklemeleri yapmış. Örneğin, albümdeki favori şarkım “And It Rained All Night”, Radiohead’in son albümü “Hail To The Thief”teki “The Gloaming”den alınan ufak bir parça üzerine kurulmuş. Bir dolu çılgın elektronik sesin ve ritmik perküsyonun kullanıldığı bu şarkının müziği öylesine çarpıcı ki, tekrar tekrar dinleme arzusu yaratıyor.

Çevre korunması konusunda kampanyalar düzenleyen Friends of the Earth (FoE- Yeryüzünün Dostları) adlı uluslararası organizasyonun gönüllü elçiliğini yapan Thom Yorke, bu şarkıda bütün gece yağan sağanak yağmurdan sonra meydana gelen su baskınının yol açtığı felaketi anlatıyor.

“Bugüne kadar yazdığım en kızgın şarkı” diye tanımladığı albümün ilk single’ı olarak yayımlanacak “Harrowdown Hill” ise, İngiliz Savunma Bakanlığı kimyasal silah uzmanlarından Dr. David Kelly’nin ölümünü sorguluyor. Kelly, İngiliz hükümetinin Irak’ta kitle imha silahları olduğu konusunda yanlış bilgi verdiğini söyledikten sonra 2003 yılında bir gün evinin yakınındaki ormanda ölü olarak bulunmuştu. Yorke, bu ormanın adını taşıyan şarkıda şöyle diyor: “Harrowdown Hill… Yattığım yer burası… Düştüm mü yoksa itildim mi? Öyleyse kan nerede?”

37 yaşındaki bu utangaç ve ufak tefek müzisyen, korkularını, dünyanın geleceği hakkındaki endişelerini ve kızgınlıklarını olağanüstü güzellikte anlatma yeteneğine sahip. Genellikle kızgın bir şarkıda müzisyenin sesinin daha sert çıkmasını beklersiniz. Fakat söz konusu Thom Yorke olunca durum farklı; o şarkı söylerken bağırmıyor, aksine sesi oldukça kırılgan ama yazdığı şarkı sözleri öylesine etkili ki, balyoz gibi iniyor kafanıza.

Eğer Radiohead günümüzün Pink Floyd’u olarak görülüyorsa, bunda Thom Yorke’un etkisi çok büyük. Radiohead,1986 yılında kurulduğundan bu yana yaptığı müzikle kendisinden sonra gelen birçok grubu etkileyen, müzikal kaliteden hiç ödün vermeden yoluna devam ederken, aynı zamanda sosyal ve politik konularda ortaya koyduğu tavırla milyonlarca genç insanı etkiliyen bir grup.

Müzik dergisi Roll’un Temmuz sayısını okurken, Pink Floyd konusundaki bir sohbet sırasında Tuğrul Eryılmaz’ın gençlerin Radiohead sevgisi ile ilgili şu sözlerine rastladım: “ ‘Bütün plaklarını alıyoruz, onların yerine bir tane grup dinleyebileceksin, seç bakalım’ deseler, seçeceğin grup belli, Radiohead. Karanlık ama içindeki öfkeyi de sana dışarı vurduran, mutlu eden bir grup.” Tamamen katılıyorum. Radiohead, dünyada olanların farkına varmaları için gençleri düşünmeye sevk ediyor ve onları bir anlamda tutup sarsıyor.

Kanadalı gazeteci Naomi Klein’in yazdığı ve küreselleşme karşıtlarının “İncil”i haline gelen “No Logo” adlı kitabın hayranı olan entelektüel grup elemanları, 2001 yılında “Kid A” albümünün turnesi sırasında, hiçbir ticari markanın konser alanında yer almaması için kendilerine ait özel bir çadırda konser verdiler; internet sitelerini sürekli çeşitli sosyal ve politik konularda mesaj açıklamak için kullanıyorlar.Thom Yorke, 2000 yılında üçüncü dünya ülkelerinin borçlarının silinmesi için düzenlenen kampanyaya aktif destek verdi ve internet sitesinde yayınladığı mesajda borçları silmemekte direnen G8 ülkelerinin liderlerine şu soruyu sordu: “Geceleri nasıl uyuyacaksınız? Çocuklarınıza ne diyeceksiniz?”

Yorke, en dikkat çeken açıklamalarından birini de, 2003 yılının Mart ayında İngiltere’nin Gloucestershire bölgesinde, Amerikan B52 bomba uçaklarının havalandığı yerde Irak Savaşı’nın başlamasını protesto için düzenlenen gösteride yaptı ve şöyle dedi: “Amerika seçimi hileyle kazanan bir grup dinci kaçık bağnaz tarafından yönetiliyor ve bunların iktidarda kalmak için tek yöntemleri savaş başlatmak. Gelecek seçimden önce bu savaşa ihtiyaçları var.”

Thom Yorke’u diğer rock yıldızları gibi görkemli partilerde görmeniz olanaklı değil. O yalnızca, dünyadaki işçileri desteklemek, küresel ısınmaya karşı önlem almak ve uluslararası haksız ticaret kurallarının yoksul ülkeler üzerindeki etkilerinin giderilmesi amacıyla verilen konserlere katılıyor.

Ben, çok başarılı bulduğum “The Eraser” albümü nedeniyle Thom Yorke’a bir kez daha şapka çıkarıyorum. Bir kez daha diyorum; çünkü o Radiohead’le yaptığı çalışmalarla bunu uzun yıllardır zaten hak ediyor. Müziğiyle hayatı daha güzel kılan, bir yandan da dünyanın daha iyi ve adaletli olması için çaba harcayan Thom Yorke’a selam olsun!

Yazan: Zülal Kalkandelen

Translate