Cumhuriyet Hafta Sonu/30 Haziran 2007

SINEAD O’CONNOR VE PROTESTOLARI
Bugün artık 41 yaşında ve dört çocuk annesi olan O’Connor, 1987 tarihli ilk albümü “The Lion and The Cobra”dan bu yana, özgün sesi ve şarkıları, kazınmış saçları, tartışmalı görüşleri, öfkesini yansıtan protest tavırları, klişelere ve müzik sektörünün ticari zorlamalarına karşı duruşu ile her zaman ilgi odağı oldu. Kendi ülkesi başta olmak üzere, dünyanın birçok yerinde ve özellikle Amerika’da, hem çok sevilen hem de nefret edilen bir kişilik haline geldi. Çünkü düşüncelerini söylemekten hiç çekinmedi.
Ayrılıkçı örgüt IRA (İrlanda Cumhuriyet Ordusu), Papa ve ünlü İrlandalı grup U2 karşıtı açıklamalarıyla büyük tepki çekti. Ticari yönü nedeniyle Grammy ödüllerini protesto etti; asıl misyonunun “Tanrı’yı dinden kurtarmak olduğunu” söyledi.
1990 yılında Amerika’daki bir konseri sırasında sahneye çıkmadan az önce bu ülkenin milli marşının çalınacağını öğrendi ve bu yapılırsa konser vermeyeceğini söyledi. Bunu ırkçı bulduğu için yaptığını, yoksa kimseye hakaret etme amacı olmadığını belirtti ama radyo istasyonlarının şarkılarının çalınmasını yasaklamasına ve Frank Sinatra’nın “onu tekmelemek isterdim” demesine engel olamadı. Oysa o büyük bir Sinatra hayranıydı; tekmeyi yeseydi ancak onur duyacağını söyledi.

Aslında sanatçının tutarsızlık sergilediği tek olay bu değildi. Bir zamanlar lezbiyen olduğunu söyledi, sonra bundan vazgeçti. 2003 yılında kendi internet sitesinde bir açıklama yayımlayıp, “Beni kendi halime bırakın, artık sıradan bir hayat yaşamak istiyorum” diyerek müziği bıraktığını duyurdu ve kendini tinsel eğitime adadı. Sonra müziğe tekrar döndü ve yalnızca kitlesel müziği bırakmış olduğunu açıkladı.
11 EYLÜL 2001’E YANIT

Bugüne kadar yayımladığı 10 albümle 6 Grammy ödülü kazanan sanatçının, bu ay “Theology” adlı yeni bir albümü çıkıyor. “Savaş zamanında bir barış platformu kurmak için” bu albümü yaptığını söyleyen O’Connor, 11 Eylül 2001’den bu yana dünyada olup bitenlere bir yanıt vermek ve güzel bir şey yaratmak istemiş. İstanbul’da bu yeni şarkılarını da seslendirerek o güzelliği bizimle paylaşacağını umuyorum ve o dilden dile dolaşan canlı performansını görmek için sabırsızlanıyorum.