© Zülal Kalkandelen
Cumhuriyet Hafta Sonu/25 Ağustos 2007
"Bir kentin gelişmişlik göstergesi nedir?" sorusuna çeşitli yanıtlar verilebilir. Ama kısaca söylemek gerekirse, yanıt, kent halkının ekonomik, sosyal ve kültürel alanlardaki yaşam kalitelerinin düzeyidir.
Kentin gelişmişliğini asıl belirleyen, her yerde pıtrak gibi biten büyük alışveriş merkezleri değil kütüphaneler olmalı, değil mi? Kütüphanelerine özen göstermeyen bir toplum gelişmiş bir toplum olarak değerlendirilebilir mi?
Bu soruları bana sorduran şey, son bir haftadır yaz sıcağında adeta cennetten bir köşe olarak faydalandığım New York Halk Kütüphanesi . Manhattan'da 42. Sokak ile 5. Cadde'nin kesiştiği yerde bulunan bu görkemli binanın içinde bir süre kalınca, "Bir kütüphane nasıl böyle bir çekim merkezi haline getirilebilir?" diye soruyorsunuz kendi kendinize.
Düşünsenize, yaşadığınız kentte mimarisiyle baş döndüren bir binada hizmet veren, günde binlerce kişinin faydalandığı, Türkçe ve yabancı dillerde geniş bir arşivi bulunan, sergi salonları, konferans ve internet merkezleriyle her yaştan insanın buluştuğu ve ödünç kitap alarak okuyabildiği bir kütüphane olsa...
Daha önce kütüphanelere ilgi göstermemiş olanlar böyle bir binadan içeri girmezler mi? Bu soru, akla Vizontele Tuuba filminde Tarık Akan 'ın canlandırdığı öğretmenin, bir Güneydoğu Anadolu kasabasında bin bir güçlükle kurduğu kütüphanenin kaderini akla getiriyor.
Elbette, öncelikle insanlarda kitap sevgisini geliştirmek, okumaya olan ilgiyi artırmak gerekiyor. Bunu sağlamak için, "Her semte bir kütüphane" projesi başlatılsa, özel sektör ve belediyeler bu konuda el ele verse, gençler kütüphanelere yönelmezler mi?
Özel sektör ile kamu sektörünün kütüphanecilik alanında gerçekleştirdiği en başarılı örneklerden birisi New York Halk Kütüphanesi. Sayısal veriler de, bu başarının boyutlarını çarpıcı şekilde ortaya koyuyor.
Bugün Bronx, Manhattan ve Staten Island'ı kapsayacak şekilde toplam 86 semt kütüphanesi ve 4 araştırma kütüphanesinden kurulu geniş ağıyla hizmet veren kütüphanenin temeli 1895 yılında atılmış. O dönemde özel mülk halinde bulunan iki büyük kütüphane, Amerika'nın eski başkan adaylarından Samuel Jones Tilden'ın New York'ta halkın ücretsiz kullanımına açık kütüphaneler kurulmasını vasiyet ederek bıraktığı para kullanılarak bir araya getirilmiş.
Kütüphanenin koleksiyonunda 20 milyonu kitap olmak üzere 50 milyonu aşkın belge var. Toplam 13.6 milyon kullanıcısı; 2.31 milyon kütüphane kullanıcı kartı sahibi; 20 milyonu internet üzerinden olmak üzere toplam 34.5 milyon ziyaretçisi; 234 ülkeye açık internet sitesi; ziyaretçi kullanımına ayrılan 2337 bilgisayarı; çocuklara ve yetişkinlere yönelik 27.790 ayrı eğitim programı ve 2366 tam zamanlı, 1349 yarı zamanlı çalışanı bulunuyor.
90 binada kentin 338 kilometrekarelik alanını kapsayacak şekilde hizmet sunan dev bir kurum bu. (Bu rakamlar, kütüphanenin internet sitesinde yayımlanan 2006 yılına ilişkin genel rapordan alınmıştır.)
Bütün bu hizmetin toplam maliyeti, 2006 yılı rakamlarıyla 303.794.000 dolar. "Eh, Amerika zengin ülke, karşılar tabii bunca masrafı" diye düşünebiliriz.
Ama işin ilginç tarafı, bu mucize yalnızca kamu olanaklarıyla yaratılmamış. Eyalet hükümeti ve belediye desteğin önemli bir bölümünü karşılamakla birlikte, özel sektörden ve kütüphane mağazalarındaki hediyelik eşya satışlarından gelen kaynaklar, bağışlar ve çeşitli yatırımlar çok önemli bir destek sağlıyor.
Ayrıca 1455 kent gönüllüsünün, yıl boyunca toplam 100.320 saat çalışarak yaptığı katkıyı da belirtmek gerek. Görüldüğü gibi, New York Halk Kütüphanesi, tam bir modern kent projesi. Yaşadıkları kente gönül verenlerin el ele vererek yürüttükleri, imrendirici bir örnek proje.
Darısı ülkemizdeki bütün kentlerin başına!
Ülke genelindeki kütüphanelerin boğuştuğu finansman ve materyal sıkıntılarını ve kütüphanecilik mesleğinin pek de önemsenmediğini düşününce bu biraz hayal gibi kalıyor... Ama yine de süpermarketler, manavlar, berberler gibi, yaşadığımız semtte hemen ulaşabileceğimiz kütüphaneleri düşlemek bile güzel. O zaman semt kütüphanesinde çalışmak için gönüllü de oluruz!