30 Eylül 2007 Pazar

Babylon’un Görkemli Açılışı


By on 23:40:00


© Zülal Kalkandelen
Cumhuriyet Hafta Sonu/29 Eylül 2007

İlerde bir gün İstanbul’un müzik tarihi yazılacak olursa, 25 Eylül 2007 bu tarihçede özel bir yer tutmalı. Çünkü o gün punk rock’ın ilham perisi Patti Smith ve grubu Babylon sahnesindeydi! Yalnızca İstanbul’un değil, ülkemizin en iyi canlı müzik mekanı olan Babylon, 9. sezon açılışını öylesine görkemli bir şekilde yaptı ki, o gece hiç unutulmayacak bir şekilde hafızalara kazındı.

Tam iki saat on dakika süren konserde, hem çok sevilen eski şarkılarını, hem de yeni albümü “Twelve”de yer alan cover şarkıları söyledi Patti Smith. Özellikle “Gloria”, “Because the Night”, “Revolution”, “People Have the Power” ve konserin kapanışını yapan “Rock’n Roll Nigger” adlı şarkılarda salondaki hemen herkes kendisine eşlik edince de çok mutlu oldu.

Sahneden elini uzatıp tek tek insanlarla el sıkıştı; dinleyicilerin arasında dans etti; kalabalık içinden atılan laflara karşılık verip herkesle diyalog kurdu; espriler yaptı; dinamizmiyle gençlere taş çıkartacak bir performans sergiledi ve punk rock kraliçeliğini kimseye kaptırmadığını kanıtladı.

Bir ara dinleyicilerden birisi, sosyal başkaldırıyı doruğa taşıyan şair olarak tanınan Allen Ginsberg’ün ünlü “Howl” adlı şiirinin de bulunduğu kitabı uzatınca alıp cebine koydu.

Sonra bis için tekrar sahneye geldiklerinde kitabı açıp şiirin ünlü kapanış bölümünü ritmik gitar ve bateri eşliğinde okudu. O okudukça kalabalık hareketlenip kabardı, kitabı Patti Smith’e veren dinleyici ise tam anlamıyla transa geçti. Müzisyenlerle dinleyicilerin karşılıklı yoğun etkileşim içinde oldukları olağanüstü güzel bir konserin en muhteşem dakikalarıydı belki de…

“PATTI SMITH” İSMİ NE ANLATIR?

Patti Smith ismini duyunca aklınıza ilk ne geliyor? O hiç eskimeyen, 1975 tarihli ilk albümü “Horses” olabilir.

Üzerinde kot pantolonu, beyaz gömleği ve sırtına attığı ceketiyle albüm kapağındaki erkeksi görüntüsü olabilir. Robert Mapplethorpe’un çektiği o ünlü fotoğraftan bu yana 32 yıl geçti; Patti Smith bugün 61 yaşında, adı efsaneleşti ama o hiç değişmedi. Salı akşamı Babylon’daki konserinde üzerindeki giysiler bir tek farkla aynı gözüküyordu. Beyaz gömlek yerine, üzerinde barış işareti olan “Love” yazılı beyaz bir tişörtle çıktı sahneye. Saçları şimdi daha uzun ve aklarla dolu, ama o yine bildiğimiz Patti Smith: Kariyerine Paris’te sokak performansları yaparak başlayan o şiddet karşıtı, duygu yüklü, naif punk şarkıcı…

Benim Patti Smith’le canlı olarak ilk karşılaşmam, bir konser mekanında olmadı. 2002 yılında New York Borsası’nın önünde “People Have the Power”ı söylerken gördüm onu. Irak işgalinin sona erdirilmesi ve Bush’un aleyhinde soruşturma açılması için yürütülen kampanyaya destek veriyordu.

Yanında Amerikan solunun önemli isimlerinden, eski Başkan adayı Ralph Nader vardı. Kalabalık nedeniyle Wall Street civarındaki sokaklar trafiğe kapatılmış, polisler etrafa bağırarak talimatlar yağdırıyordu. Ama yaşanan kargaşa kimsenin umurunda değildi. Çünkü Patti Smith’in mikrofondan sokaklara yayılan sesi, gücün halkta olduğunu büyük bir inançla haykırıyordu. Hafızama öyle bir kazındı ki o görüntü, şimdi artık ne zaman Patti Smith adını duysam o anı yeniden yaşıyorum.

Onu ikinci kez gördüğümde, New York’ta aynı Babylon büyüklüğünde bir mekanda sahnedeydi. 30 Aralık 2006 gecesi bu defa grubuyla birlikte şarkı söylüyordu. 31 Aralık doğum günüydü. Saatler gece 12’yi geçince herkes, “Happy Birthday!” diye tempo tutunca önce hafif utanarak gülümsedi, sonra sahneden inip dinleyicilerle kucaklaştı.

Yıl 2007… Irak Savaşı tüm hızıyla sürüyor; milyonlarca insan öldü ve Başkan Bush hakkında soruşturma açılamadı ama Patti Smith Amerika’yı yönetenleri eleştirmekten vazgeçmedi: “Bazılarımız elinden geleni yaptı ama biz hükümetimizin bir başka ülkenin topraklarını haksız yere işgal edip bombalamasına engel olamadık. Hükümetlerinizi sorgulayın. Savaşlara izin vermeyin! Adil savaş yoktur!”

Benim için Patti Smith, popüler olmak ya da daha çok para kazanmak uğruna hiçbir zaman inandığı yoldan şaşmayan; erkek egemen rock sahnesinde bir kadın olarak ama cinsiyetini öne çıkarmadan ayakta kalmayı başaran; yazdığı şiirlerle akıllara girip kalpler kazanan; politik konularda görüşlerini söylemekten korkmayan; karizmatik, entelektüel bir hikaye anlatıcısı.

Herşeyin parayla alınıp satılabildiği, çıkar peşinde koşanların bir günde tamamen değişebildiği bir dünyada, bir insanın inandığı ilkeleri yaşadığı sürece aynı güçle, hiç yılmadan savunabileceğinin kanıtı o.

Albümleri çok satsın diye soyunanların, skandallar yaratarak gündemde kalmaya çalışan kadın şarkıcıların cirit attığı bir ortamda, Patti Smith, gerçek bir sanatçının erdemini temsil ediyor.

O, benim için bir umut kaynağı. Bazı güzel şeylerin değişmeden kalabileceğine inanmamı sağlıyor. Çok yaşa Patti Smith!

Yazan: Zülal Kalkandelen

Translate