© Zülal Kalkandelen
Cumhuriyet Hafta Sonu/1 Kasım 2008
Tamirane... Dirty... Dogz Star... Bunlar, alternatif ve deneysel müzik dinleyicilerinin gelecek sekiz gün boyunca İstanbul’da sık sık ziyaret edeceği alt-kültür mekânlarından bazıları. Bunların yanı sıra, aynı hafta içinde Otto Santral, Studio Live ve Babylon gibi daha iyi bilinenlere de uğrayacağız. Çünkü İstanbul’da Phonem By Miller zamanı!
Bir anlamda, müzikteki yeni arayışlara meraklı olanların, rock, indie-pop, folk ve elektronik müziğin yaratıcı gruplarını dinlemek için sabırsızlananların bayramı bu...
Phonem By Miller’a konuk olan müzisyenlerin hitap ettiği kitle, tahmin edileceği gibi sınırlı. Adı üstünde alternatif! Ana akıma dahil müzisyenlerin çalışmalarını izlemek kolaydır; ne yapsalar medyada haber olur, şarkıları her yerde çalar; istemeseniz bile bir yerlerde duyarsınız onları. Ama deneysel müzik çalışmalarını izlemek için, her zaman fazladan çaba göstermeniz gerekir. Müzik marketlerde bu türde müzik yapanların albümleri bulunmaz; gazeteler, dergiler ve televizyonlar bu türe pek yer vermez...
Neyse ki internet var da, ilgilenenler siber dünyanın altını üstüne getirerek yeniliklerden haberdar oluyor. Böyle bir ortamda son yılların birçok yenilikçi ismini ülkemize getirerek canlı dinlememizi sağlayan Phonem By Miller’ın değeri gerçekten büyük. Organizasyonda emeği geçenlere teşekkür edip, Phonem By Miller’ın 6. yaşını kutluyoruz.
Gelelim bu yılın konuklarına...
BU YILIN KONUKLARI
Dün gece Otto Santral’de açılışı yapılan Phonem By Miller, bu gece iki ayrı mekânda devam ediyor. İkisi de saat 11’de başlayacak etkinliklerin birisi, Santral İstanbul’daki Tamirane’de “Retro-Disco-Beats” başlığı altındaki Sonny J performansı. Sonny J, alternatif dans müziğinin son dönemde en iyi çıkış yapan DJ/prodüktörlerinden.
Beyoğlu’ndaki Dirty’nin konuğu da, Sonny J gibi İngiltere’den: Henüz 21 yaşında olmasına karşın dans müziği camiasında adını duyurmayı başaran Foamo. Ne yazık ki, birisi Eyüp’te diğeri Beyoğlu’nda olduğu için, Sonny J ile Foamo arasında tercih yapmak gerekecek. Bu durumda, Motown, rock’n’roll ve disco’yu günümüzün dans ritimleriyle ustalıkla bir araya getiren Sonny J, daha fazla ilgi göreceğe benziyor.
Electro-clash seviyorsanız, Robots in Disguise’in 5 Kasım’da Studio Live’daki konserini tavsiye ederim. 2000’de Liverpool Üniversitesi’nde okuyan iki bayan öğrenci tarafından kurulan grubun punk etkileri de taşıyan müziği oldukça dinamik.
Ertesi gece Babylon’a gitmek kaçınılmaz. Çünkü Fransa’dan çıkan en ilginç elektronik müzik gruplarından Ez3kiel’i ve ardından İngiltere’nin punk gruplarından Prinzhorn Dance School’u art arda dinleyeceğiz.
Ambient, hiphop ve dub gibi tarzları kullandığı müziğinin ve protest tavrının yanı sıra, çarpıcı sahne performanslarıyla da tanınıyor Ez3kiel. Kullandıkları fantastik öğeler, grafikler ve animasyonlarla görsel-işitsel şovlara yeni bir boyut getiriyorlar. Hayal gücünü geliştiren böyle bir performansın hemen ardından, el yapımı görsellerle desteklenen punk tavırlı enerjik Prinzhorn Dance School çok iyi gider doğrusu.
7 Kasım’da Babylon’da bu defa Annie’nin konseri olduğunu duyunca, acaba Babylon’a 6 Kasım akşamı girip sonra da hiç çıkmasak mı diye düşünenler olabilir... Üstelik electro-pop’un başarılı ismi Norveç’li Annie’nin öncesinde, aynı türün ülkemizdeki temsilcisi Zi-Punt sahnede olacak.
BRITISH SEA POWER GELİYOR
8 Kasım’da yine önemli konserler çakışıyor... İngiltere’nin en başarılı indie-rock gruplarından British Sea Power, gece 12’den sonra sahneye çıkacak. Saatler 01:00’i gösterdiği sırada ise, Phonem By Miller’ın Dirty’deki kapanış partisi için Streetlife DJs çalmaya başlayacak.
British Sea Power sahneden inmeden nasıl ayrılacağız? Dans müziğinin çığır açan ikilisi Streetlife DJs’i kaçırmak da olmaz... Beyoğlu’nun sokaklarında koşuşturup oradan oraya yetişmek mümkün olabilir ama keşke aralarında biraz daha zaman olsaydı... (Bu arada British Sea Power’ı tanımayanlar için, müziklerinin Joy Division ve Interpol’ü andırdığını belirtmeden geçmeyelim.)
Programdan da anlaşıldığı gibi, alternatif müzik dinleyicilerini dolu dolu bir sekiz gün bekliyor. Ayrıca etkinlik kapsamında ücretsiz atölye çalışmaları ve söyleşiler de var. Bunlara katılmak istiyorsanız, yapmanız gereken önceden kayıt yaptırmak. İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı’nın internet sitesini takip edip elinizi çabuk tutun derim.