© Zülal Kalkandelen
Cumhuriyet Hafta Sonu/ 21 Mart 2009
Geçen pazar akşamı New York’un Times Meydanı’ndaki B.B. King Blues Club’da müzik tarihi açısından önemli bir olay yaşandı. Salonu tıklım tıklım dolduran kalabalık, hip-hop efsanesi Public Enemy’nin (PE) sevilen rapçisi Flavor Flav’in 50. doğum gününü kutladı.
Hip-hop dinleyicileri, PE konserlerinin nasıl olduğunu iyi bilir. Geçen ay AFM İstanbul Bağımsız Filmler Festivali’nde izleme olanağı bulduğumuz “Public Enemy: Welcome to Terrordome” adlı belgeselde de gösterildiği gibi, PE konserleri daha çok bir siyasi parti mitingine benzer.
Şarkı sözlerindeki mesajlarıyla, siyah nüfus arasındaki sosyal ve politik bilinçlenmeye büyük katkılarda bulunan PE, son 25 yılın en etkin gruplarından biri. Yıllar önce New York’ta bir açıkhava festivalindeki performanslarını gördüğüm için, bu konserin de nasıl olabileceğini az çok tahmin ediyordum. Ama doğrusu, beklediğimin ötesinde tarihi bir konser oldu.
Grubun lideri Chuck D’nin ev sahipliğini üstlendiği gecede, hip-hop dünyasının en önemli isimleri sahneye çıktı; en tanınmış hip-hop DJ’leri bütün yeteneklerini sergilerken, her biri ikon statüsüne ulaşmış rapçiler sahnede birlikte performans gösterdi.
Toplam beş saat süren kutlamanın herkese sevinç çığlıkları attıran iki büyük sürprizi vardı: Grup, gelmiş geçmiş en önemli hip-hop albümlerinden “It Takes a Nation of Millions to Hold Us Back”in tümünü çaldı!
1988 tarihli albüm, yayımlandığı dönemde bıraktığı etkiyle müzikte bir devrim yaratmıştı. Reagan Amerikası’nda, kapitalizmin acımasız politikalarının halkı ezdiği, savaş tamtamlarının çaldığı günlerdi... PE’nin böyle bir ortamda, insanları kendi hayatları için inisiyatif almaları yönünde uyaran radikal şarkıları, her şeyden daha güçlüydü...
İşte bu albümdeki şarkıların hepsini o akşam PE’den canlı dinledik! Üstelik sürpriz bununla da bitmedi. Gecenin onur konuklarından Ice T çıktı sahneye! Chuck D, Flavor Flav ve Ice T, birlikte söyleyince tam anlamıyla inledi salon. Sonra eşleri geldi sahneye; gece boyunca sürekli herkese teşekkür eden Flav, eşini dudaklarından öpüp mutluluğunu haykırdı...
Gece yarısına saniyeler kala geriye doğru sayım başladı ve tam 12'de Flavor Flav, 50 yaşına basınca pastalar geldi. Çığlıklar, alkışlar bibirine karışırken, Flav’i izliyordu herkes.
Ufak tefek, cılız bir adam ama cüssesinden beklenmeyecek kadar enerjik. Artık sembolü olan kocaman saati yine boynuna asmış, sahnede dört dönüyor. Meşhur “Yeah” bağrışını yapıyor; seyircilerden de aynısını, aynı uzunlukta yapmalarını istiyor.
“Biz Chuck D ile 1982’den bu yana bir aradayız, ama hiçbir zaman dudak oynatıp sizleri kandırmadık, sample kullanmadık,” diyor. Sonra Chuck D, bunu kanıtlamasını isteyince de, başlıyor bütün marifetlerini göstermeye...
CHUCK D’DEN MESAJLAR
Eğlenceli ve bol konuklu gecenin, en dikkat çekici konuşmalarını da, elbette yine Chuck D yapıyor. Flavor Flav, sahnenin bir köşesinde konuşmaya devam ederken, o da aynı anda mesajlarını veriyor. Aralarında garip bir uyum kurulmuş; kimse diğerine dönüp, neden o konuşurken susmadığını sormuyor...
Flav, gruptaki ciddiyeti ve şarkıların yansıttığı öfkeyi dengeleyen, işin içine espri ve gülmeceyi katan bir unsur. Üniversitede sanat eğitimi alan Chuck D ise, hip-hop’ın en saygın, en karakteristik seslerinden birisi... O nedenle, o gece verdiği mesajlardan bazılarını burada aktarmakta yarar var.
Hip-hop’ta özellikle iki şeyi özlediğini söyledi Chuck D. İlki, kadın rapçiler... 80’lerin ikinci yarısında, feminist şarkı sözleriyle seksapeli birleştirerek ünlenen Salt-N-Pepa grubunu da örnek vererek, bir zamanlar kadın rapçilerin daha çok olduğunu, ama son yıllarda bunun değişiğini belirtti.
Sonra da, sahneye dört siyahi kadından oluşan bir hip-hop grubunu çağırdı. Onları sunarken söyledikleri anlamlıydı: “Kadınlardan hep dans etmeleri beklenir, neyi nasıl yapmaları gerektiği önceden belirlenir... Ama şimdi onlar, ne istiyorlarsa onu söyleyecekler. Biz de dinleyeceğiz!”
Chuck D’nin özlediği ikinci şey, hip-hop grupları... Bireysel olarak var olma mücadelesi veren rapçilerin yanı sıra, hip-hop gruplarının da daha fazla olması gerektiğini düşünüyor.
Bir dikkat çekici uyarısı da, son yıllarda şampanyalar ve kadın bedeni üzerine odaklanan hip-hop şarkılarıyla ilgiliydi. “Gözlerinizle dinlemeyin,” diyerek PE’nin sosyal içerikli şarkılarının farkına vurgu yaptı.
“It Takes a Nation of Millions to Hold Us Back”in tümü seslendirilip bittiğinde, çoğunluğunu siyahların oluşturduğu dinleyici kitlesi mutluluktan iyice coşmuştu. Ardından “Terrordome”, “Shut ‘Em Down”, “He Got Game”, “911 is a Joke”, “Harder Than You Think”, “Can’t Truss It” gelince salondaki elektrik herkese yayıldı.
Kapanışı “Fight The Power” ile yaptılar; ama ne kapanış! Hafızalardan hiç silinmeyecek bir son oldu. Siyahlar için adeta bir marş haline gelen bu şarkı, Barack Obama ve eşi Michelle’in ilk çıktıkları gün gittikleri “Do the Right Thing” adlı filmin de müziği...
“Benim kahramanlarımın hiçbiri pulların üzerinde değil,” diyor parçanın sözleri... Bu şarkının 20. yılında artık Beyaz Saray’ın patronu bir siyah... Chuck D de buna dikkat çekiyor. Ama ilginçtir; dinleyicinin şarkıya verdiği tepki, Reagan dönemindeki patlamayı hatırlatıyor... Public Enemy’nin sırrı işte bu; yıllar geçse de, şarkılarının etkisi hiç azalmıyor...