© Zülal Kalkandelen
Cumhuriyet Hafta Sonu/21 Kasım 2009
İnternet çağında MP3 dönemi yaşıyoruz. Ben, hâlâ CD’lere fiziksel olarak sahip olup arşivlemeyi sevsem de, şu bir gerçek ki, CD formatı öldü.
Artık insanlar albüm değil, tek tek şarkı alıyor; daha da kötüsü, almıyor yasadışı sitelerden indiriyor... Bu durumda Radiohead, Rush gibi kimi gruplar da bir daha albüm yapmayacaklarını, sadece şarkı yayınlayacaklarını açıklıyor...
Yasadışı paylaşım sitelerinden yediği darbeyle çöküşün eşiğine gelen müzik endüstrisini ne kurtatır? Bizde bu soruna çare olabilecek etkili bir yöntem henüz bulunamadı, ama dünya bugünlerde Spotify’ı konuşuyor.
iTunes’un kullanıma sunulduğu 2003’ten bu yana gündeme gelen en devrimci sistem olarak nitelenen Spotify, geçen yıl Martin Lorentzon ve Daniel Ek adlı iki İsveçli tarafından başlatıldı.
SİSTEM NASIL ÇALIŞIYOR?
Bilgisayar ve mobil cihazlarda müzik dinlenmesine olanak sağlayan sistem kısaca şöyle çalışıyor: İnternetten bedava Spotify uygulamasını bilgisayarınıza yüklüyorsunuz. İki tür üyelik var ve ikisi de sadece yüklenen uygulama ile birlikte çalışıyor:
1-Sistemi bilgisayarınızda kullanacaksanız stream (Wi-Fi ya da 3G üzerinden internet yayını) ücretsiz ve sınırsız. Ancak şarkı aralarına reklam alınıyor.
2-Eğer Spotify’ı cep telefonunuzda (3G'li olması gerek) kullanmak istiyorsanız, ayda yaklaşık 10 euro verip Premium uygulamasına abone oluyorsunuz. Üyelik ücretini ödemeyi keserseniz, sistem kullanılamıyor; ama tekrar ödemeye başlarsanız, şarkılar aynen telefonunuza geri geliyor.
Ayrıca, Premium üyeliğe geçenler, Spotify'ı internete bağlanmadan da bilgisayarda ve cep telefonunda kullanabiliyor. Offline mode denilen bu durumda, 3333 şarkı reklam yayını olmadan dinlenilebiliyor.
NEDEN TUTTU?
Bu sistemin arkasındaki düşünce şu: 20. yüzyıl satış mantığı değişti. Artık insanların önce parasını alıp sonra satış yapamazsınız. Çünkü ilk önce aldıkları hizmeti ya da ürünü denemeleri gerek. Bu nedenle, müziği internette stream formatında bedava dinlemelerine olanak sağlanmalı.
Bu stratejinin Spotify modelinde başarıyla uygulandığı görülüyor. Yapılan bir araştırmaya göre, bu sistemi kullanananların yüzde 80’i mobil modele yöneliyor. Artık hemen herkesin cep telefonu var ve çoğu kişi, ücretli de olsa, Spotify'ı cep telefonunda kullanmayı tercih ediyor.
Tüketicinin bu eğilimini iyi saptayan Spotify, sadece iPhone için değil, Android ve BlackBerry için de uygulamalar geliştirmiş. Yani tek bir yere bağlanmadan, herkesle çalışıyorlar.
Spotify'ın Avrupa'da başarılı olmasını sağlayan en önemli neden, plak şirketleri ile yayın hakları konusunda anlaşma sağlanması. Büyük plak şirketlerinin bu sistemden hoşlanmasının nedeni ise, Spotify hisselerinin yüzde 18’ini daha önceden satın almış olmaları...
Ancak Spotify'ın iki modeli de (bedava ve ücretli) şu anda İngiltere ve Kuzey Avrupa'da erişilebilir durumda olmasına karşın, henüz telif hakları sorunu çözülemediğinden Amerika'da görüşmeler sürüyor.
SPOTIFY, iTUNES'U ÖLDÜRÜR MÜ?
"Yasal Napster” olarak tanımlanan Spotify, yayın hakları konusundaki engelleri aşarsa, iTunes’un sonunu getirecek gibi gözüküyor. Çünkü iTunes’da CD fiyatına alıyorsunuz müziği. Oysa milyonlarca şarkının yer aldığı Spotify, ayda bir CD fiyatına binlerce şarkı dinleme olanağı sunuyor.
Sistemde parçaların kopyalanmasını ve paylaşımını engelleyen özellikler var; ancak kullanıcının istediğinde istediği şarkıya yüksek bit oranlarında ulaşabilmesi çok önemli. Böylece, cihazların belleğinde şarkı taşınmasına ve yasadışı MP3 indirilmesine de gerek kalmıyor.
Ülkemizde de bugüne kadar aylık üyelik üzerinden çalışan müzik siteleri denendi ama pek başarılı olmadı. Spotify ise, kullanıcılara mobil kullanımda kolaylıklar sunduğu için tercih ediliyor.
Sistemin şu anda Avrupa’da 8 milyon abonesinin bulunduğu bildiriliyor. 3G uygulamasının başlamasıyla, Spotify, gerçekten korsana karşı bir çare olabilir...
Ama şunu da belirtmek gerekir ki; bu sistemde bağımsızlara ve büyük plak şirketlerine farklı muamele söz konusu. Bağımsızlara ön ödeme yapılmıyor, stream başına sabit bir ödeme belirlenmiyor, sadece belli bir reklam geliri söz konusu oluyor. Ayrıca herhangi bir plak şirketiyle anlaşması olmayanlara sistemde yer verilmiyor. Dinleyici açısından en kötü yanı bu kanımca...
Sonuç olarak, bütün bu yenilikler, müziğin geleceğini çok etkileyecek. Çünkü eskiden, bir albüm satıldıktan sonra dinlenmese bile, bu plak şirketlerini ilgilendirmiyordu. Oysa Spotify gibi bir sistemde artık önemli olan, şarkının ne kadar dinlendiği... Asıl rekabet şimdi başlıyor!