© Zülal Kalkandelen
Cumhuriyet Hafta Sonu/12 Aralık 2009
David Bowie’nin ünlü “Space Oddity” adlı albümü, 40. yıldönümünde özel bir içerikle yeniden yayımlandı. Her Bowie albümü ayrı bir öneme sahiptir; ama “Space Oddity”nin yeri de başka. Çünkü bu hem Bowie’yi dünyaya tanıtan ilk çalışma, hem de tüm zamanların en güzel albümlerinden birisi...
40. yıl versiyonunun özelliklerine de değineceğim; ama bu önce vesileyle, albümle ilgili bazı yanlış bilgilerin doğrusunu yazmak istiyorum.
Birçok kişi bu albümü, 1969 yazındaki Apollo 11 uzay uçuşuyla ilişkilendirir. Haksız da değiller; çünkü BBC’nin Apollo 11 ve Apollo 13 uçuşlarında yaptığı özel yayınlarda müzik olarak bu şarkı kullanılmış. Bugün bile konu hakkında ayrıntılı bilgi sahibi olmayan çoğu kişi, Bowie’nin bu şarkısının, aya insan indirilen o uçuştan ilham aldığını düşünür.
Oysa ay yüzeyine ilk insanlı iniş yapılan uzay uçuşu, 20 Temmuz 1969’da gerçekleşti. Bowie’nin albüme adını veren bu şarkıyı yazışı ise, o tarihten 8 ay öncesine rastlıyor.
Bowie’nin bu albümü yaptığı dönemde, uzay temasıyla ilgilendiği doğrudur. Ama “Space Oddity”nin arkasındaki ilham kaynağı, Apollo 11 değil, Stanley Kubrick’in “2001: A Space Odyssey” adlı filmi. Bowie, filmi ilk kez 1968 yılında 21 yaşındayken izlemiş ve tam anlamıyla çarpılmış.
Böylece, sinema tarihinin en etkileyici filmlerinden birisi, yalnızca rock tarihinin en güzel şarkılarından birisinin tohumlarını atmakla kalmamış, Bowie’nin 70’ler boyunca sürdürdüğü alternatif yaşam tarzına da yön vermiş.
MAJOR TOM KİM?
Görünüşe göre, “Space Oddity” adlı şarkı, uzayda kaybolan bir astronotla, Bowie’nin “Major Tom” adını verdiği kurgusal bir karakterle ilgilidir. Kimisi de, bunun, uyuşturucuya verilen sembolik bir ad olduğuna inanır.
“Ashes to Ashes”, “Hallo Spaceboy” adlı şarkılarda da karşımıza çıkan bu karakter, aslında materyal dünyadan kaçışı düşleyen Bowie’nin kendisi için yarattığı bir simgedir. Stanley Kubrick’in filmindeki “soyutlanma” hissiyle bağlantı kuruşunun nedeni de budur.
Bu toplumla uyuşmazlık durumu, Bowie’nin diğer şarkılarında da vardır. Örneğin, “Letter to Hermoine”de, sevgilisi tarafından sosyal açıdan değersiz ve yetersiz bulunan bir gencin öyküsü anlatılır. O genç, Bowie’dir elbette; Hermoine de bir dönem birlikte olduğu Hermoine Dennis...
“Space Oddity” ile ilgili bir başka yanılgı, albümün tümünün uzay temasından etkilendiği yönündedir. Ancak diğer şarkılara baktığımızda, Bowie’nin o dönemde yaşadığı kişisel sıkıntıların, politik ve sanatsal hayalkırıklıklarının anlatıldığını görüyoruz.
Albümün prodüktörü Tony Visconti, bir tek “Space Oddity” adlı şarkının prodüktörlüğünü kendi isteği ile Gus Dudgeon’a devredişini şarkı konseptlerindeki “uyumsuzluğa” bağlıyor. Visconti, o dönemde, bu şarkının, albümün diğer materyalleriyle uyuşmadığını düşünmüş.
Tony Visconti’ye bugün sorma olanağım olsa, “40 yıl önceki bu kararınızdan hiç pişmanlık duydunuz mu?” derdim. Düşünsenize, Bowie’nin İngiltere’de 1 numaraya yükselen ilk şarkısından söz ediyoruz... Bu şarkının prodüktörlüğünü kendisi reddediyor...
Ayrıca, ben, “Space Oddity”nin albümün geri kalanıyla uyumsuz olduğunu düşünmüyorum. Albüme giden yolu açan, Kubrick’in filmindeki “soyutlanma” duygusudur ve o duygu, albümün tümündeki ana temadır.
4O. YIL ALBÜMÜNDE NELER VAR?
Bana sorarsanız, yeni çıkan versiyondan hemen birer kopya edinin. Çünkü orada, orijinal albümün dijital olarak yenilenen kaydı var. Ayrıca ikinci CD’de, daha önce yayımlanmamış demo kayıtları, alternatif miksler ve BBC Radyo kayıtları yer alıyor.
Orijinal albümde bulunmayan “Let Me Sleep Beside You” ve onun öncesinde Bowie’nin radyo röportajı olağanüstü. Bir de “Space Oddity”nin İtalyanca versiyonu var ki, dinlemesi çok keyifli!
Albüm kitapçığında bu parçayla ilgili çok ilginç bir bilgi var. “Space Oddity”nin tüm Avrupa’yı kasıp kavurduğu dönemde, Ivan Mogul’un yazdığı İtalyanca sözlerle, “Ragazzo Solo, Ragazza Sola” (Yalnız Kız, Yalnız Erkek) adıyla yeniden kayıt yapılmış.
Kayıtlar sırasında sık sık durup telaffuzunu düzeltmiş Bowie. Şarkının İtalyanca sözlerinin kendi yazdığı sözlerle hiçbir ilgisinin olmadığını ise, kayıt bittiğinde öğrenmiş. Bir çiftin aşkını anlatan sözleri söylediğine inanamamış ama kötü bir tepki de göstermemiş.
Bowie’nin uzayda kaybolan astonotun öyküsünü anlattığını sanarak, aslında aşk şarkısı söylediği İtalyanca bir “Space Oddity” kaçmaz!