10 Ocak 2010 Pazar

Elvis Presley: Irk ayrımını müzikle aştı!


By on 18:00:00

© Zülal Kalkandelen
Cumhuriyet/9 Ocak 2010

Yeniden buluşana kadar, Tanrı sizi korusun. Adios.

Elvis Presley’in sahnede söylediği son sözlerdi bunlar... Tarih 26 Haziran 1977’yi gösteriyordu. Rock’n Roll’un Kral’ı, Indianapolis’teki Market Square Arena’da son konserini vermişti.

O günden sonra sahnelere dönemedi bir daha. 1977 yılının Ağustos ayında, 42 yaşındayken evinin banyosunda yerde baygın bulundu. 20. yüzyılın en ünlü kültür ikonlarından birisi, o gün fiziksel olarak dünyadan ayrıldı.

Ama aradan geçen 33 yıla karşın, müzikte bıraktığı etki canlılığını hiç yitirmedi: Bugün Kral’ın 75. doğum günü!



NEDEN VE NASIL KRAL OLDU?

Elvis Presley’in yaşamöyküsünde birçok şaşırtıcı nokta var. Yoksul bir ailede yetişen, başlangıçta pek de kimsenin dikkatini çekmeyen ve kamyon şoförlüğü yapan bir gencin, nasıl olup da dünya müzik tarihini değiştiren bir fenomene dönüştüğüne hayret ediyor insan...

Hani daha 4-5 yaşındayken üstün yetenekli olduğu keşfedilen çocuklar vardır; onlardan biri gibi yetişmedi Elvis. Bir topluluğa karşı ilk performansını, 10 yaşındayken katıldığı şarkı yarışmasında yaptı.

Mikrofona uzanmak için sandalyenin üzerine çıktı ve kovboy kostümüyle Red Foley’in country şarkısı “Old Shep”i söyledi. Beşinciliğe değer görüldüğü bu yarışmadan sonra, kendisine hediye edilen ilk gitarı eline aldığında 11 yaşındaydı.

Okul yıllarındaki o utangaç ve yalnız genç, geleceğini müzikle kurmaya, ancak 18 yaşına geldiğinde karar verdi. İlk kaydını yapmak için Sun Records’a adımını attığı günden sonra yaşananlarsa, kendi hayallerinin de sınırlarını aştı...

Elvis Presley, neden kuzey, güney, doğu, batı demeden bütün Amerika’da ve dünyada herkesin idolü oldu? Neden onu konserde görenler çığlık çığlığa bağırıp sahneye atlamak istedi? Neden gençlerin bu kadar sevdiği bir müzisyen, Amerikan kültürü için büyük bir tehdit olduğu gerekçesiyle FBI’a ihbar edildi?

Bu soruların yanıtını, Elvis'in “güçlü sesinde”, “belirli bir estetikle bütünleşen androjen görüntüsünde” ya da “kışkırtıcı beden hareketleriyle süslediği dansın yansıttığı cinsellikte” bulanlar olabilir. Bunların hepsi de, bir ölçüde Elvis’i başarıya taşıyan unsurlardır; ama onu Rock’n Roll’un Kral’ı yapan başka bir neden daha var.

Bana göre, Elvis’in asıl önemi, ırk ayrımını müzik içinde yok edip, siyahlara popüler müzikte yol açma başarısından geliyor. Böylelikle, beyazların müziği “country” ile siyahların müziği “gospel” ve “rhythm and blues”u bir araya getirip, hem Amerika’da o yıllarda her alanda var olan ırk ayrımını en azından müzikte aştı; hem de farklı türleri kaynaştırıp bugünkü rock'n roll’un temelini attı.

John Lennon’ın “Elvis’ten önce hiçbir şey yoktu,” demesi boşuna değildir. Siyahların müziğinin popülerlik kazanmasını sağlayarak, siyahi müzisyenlerin önünü açtı Elvis. Yaptığı şey, bir anlamda müzik yoluyla sosyal devrimdi.



“ŞARKISIZ GÜN GEÇMEZ...”

Her efsane gibi, Kral da hep sevildi. Memphis’de müze haline getirilen evi “Graceland”, bugün de dünyanın her tarafından hayranlarıyla dolup taşıyor. Ne var ki, kimse, onu hayatının son yıllarında ilaç ve alkol bağımlılığı yüzünden düştüğü acıklı haliyle hatırlamak istemiyor...

Onu ilk plağının kapağındaki fotoğrafta olduğu gibi, elinde gitarıyla mutlu bir genç adam olarak hayal edenler, “Neden ayakta bile duramaz haldeyken sahneye çıktı?” diye sorup üzülüyor...

Elvis’in son ana kadar konserlere devam etmesinin bir nedeni vardı elbet...

Kendi ifadesiyle, çocukken, çizgi roman ve film kahramanlarının yerine geçtiğini düşlerdi. Kısa hayatı boyunca hayal ettiği her şey, yüzlerce kez gerçek olmuştu. Çünkü daha çok genç yaşlarda öğrenmişti ki; şarkısız gün geçmez, şarkısız insanın arkadaşı olmaz, şarkısız yollar bitmez... Ölene kadar şarkı söylemesinin nedeni buydu.

Bruce Springsteen, Elvis’in bu müzik tutkusunun nasıl bir sihre dönüştüğünü çok güzel anlatır: “Sanki geldi ve herkesin kulağına bir düş fısıldadı. Bir şekilde hepimiz o düşü hayal ettik.

Bu dünyadan çok erken ayrılsa da, insanlara kurdurduğu düşlerde yaşıyor Elvis. 60 yıl sonra hâlâ onun şarkılarını dinliyoruz ve kendisine ün getiren ilk single'daki gibi diyoruz ki: That’s All Right, Elvis, just anyway you do...

Yazan: Zülal Kalkandelen

Translate