© Zülal Kalkandelen
Cumhuriyet/ 18 Şubat 2010
Doğa tarihçisi Charles Darwin’in “The Origin of Species” (Türlerin Kökeni) adlı eserinin 150. yıldönümüydü geçen sene. İnsanlık tarihine ışık tutan evrim teorisinin kurucusu, bu çerçevede çeşitli etkinliklerle anıldı.
Bunlar arasında dikkatimi özellikle bir performans çekti. Kopenhag’daki Royal Danish Theatre’da, konusunu evrim teorisinden alan “Tomorrow, In A Year” adlı bir elektro-opera sahneye kondu.
Danimarkalı performans grubu Hotel Pro Forma’nın sahnelediği operanın benim açımdan en ilgi çekici yanı, müzikleri ve librettoyu, İsveçli elektropop ikilisi The Knife’ın üstlenmesiydi.
İlk gösterimi Eylül 2009’da yapılan operayı sahnede izleme şansım olmadı, ancak müziklerini dinledim.
Gelecek ay albüm olarak da yayımlanacak bu çalışma, kanımca, şarkı yazımında 21. yüzyılda gelinen en yaratıcı noktadır. Evrende her şeyin nasıl birbiri ile ilişki içinde olduğu, müziğin asıl kaynağının doğadan geldiği, ancak bu kadar etkileyici bir albümle anlatılabilir!
The Knife’ı oluşturan Olof ve Karin Dreijer kardeşler, librettoyu Darwin’in metinlerinden yola çıkarak Berlinli prodüktör Mt. Sims ile yazmış. Müzikler de yine Mt. Sims ve Planningtorock ile birlikte yapılmış.
Bir operanın bir bilimsel teoriyi anlatması, ilk anda insana garip geliyor. Ancak müzikleri dinleyip. kimi zaman romantik ve nostaljik duygulara sürüklendiğinizde şaşırıyorsunuz. Bunun bir nedeni, The Knife’ın yer yer, Darwin’in özel yaşantısının izlerini de sürmesi.
Örneğin, “Annie’s Box” adlı parçanın esin kaynağı, Darwin’in 10 yaşında ölen kızı Annie’ye yazdığı mektuplar. Kemanın eşlik ettiği parçadan, doğal olarak, son derece hoş bir duygusallık yansıyor.
Toplam 92 dakikalık çalışma, temelde 3 bölüme ayrılıyor. 1. bölüm, Darwin’in Beagle adlı keşif gemisiyle dünya çevresinde 5 yıl boyunca yaptığı yolculuğu konu alıyor. Bu bölümde, doğa ile ilgili gözlemler, çok çarpıcı sesler ve melodilerle aktarılmış.
Albümün açılışını yapan “Epochs”, ne olduğu anlaşılmayan değişik seslerle başlıyor. Damlayan su taneleri, birtakım hışırtılar, gürlemeler, rüzgar...
Bütün bunlar, sonunda Kraftwerk’i andıran ritimlerle buluşuyor. Derin sessizliği bozan bu garip sesler, elbette evrenin doğuşunu betimliyor.
Olof Dreijer, bu olağanüstü sesleri elde etmek için uzun süre Amazon ormanlarında ve İzlanda’nın vahşi doğasında kayıtlar yapmış, hayvanların ve doğanın seslerini dinlemiş.
İlginç olansa, albümde onları doğrudan kullanmak yerine synthesizer ile taklit etmiş.
2. bölümde evrendeki her şeyin ufak parçalardan meydana geldiği, insanın da milyonlarca mikro organizmadan oluştuğu anlatılıyor. Albümün en güzel parçası da bu bölümde yer alıyor.
Yoğun bir şekilde perküsyonun kullanıldığı “Tumult”, ürkütücü bir sound yaratıp “Colouring of Pigeons”a enfes bir geçiş yapıyor.
Adını Darwin’in güvercinler üzerinde yaptığı çalışmalardan alan bu parça, operada sesle ilgili bütün unsurların, ilk kez bir araya geldiği mükemmel bir müzik şöleni. 11 dakika süren bu kısım, aslında evrendeki bütün varlıkların buluştuğu aşamayı simgeliyor.
3. bölüm ise, Darwin’in “Türlerin Kökeni”ni yayımlamasıyla son bulan 20 yıllık metodolojik çalışmayı aktarıyor.
Albümdeki bütün parçalardan söz etmek için yeterli yerim yok. Ancak birini anmadan geçemeyeceğim. “Variations of Birds”de bir türün nasıl öğrenip evrimleştiğini aktarmak için ilginç bir yöntem kullanılmış.
Tek bir notayla başlayan bir ses, synthesizer aracılığıyla farklı seslere dönüştürülüp, sonunda da o seslerden bir melodi oluşturulmuş.
"Tomorrow, In A Year”, her şeyin bir başka şeyden dönüşerek evrildiğini ve siz isteseniz de istemeseniz de, değişimin kaçınılmaz olduğunu anlatıyor. Ve Darwin’in gözünden evreni görmek için büyüleyici bir deneyim vaat ediyor.
Albümü buradan dinleyebilirsiniz.