© Zülal Kalkandelen
Cumhuriyet/ 19 Temmuz 2010
İstanbul, müzik açısından olağanüstü bir haftaya sahne oldu. Önce arka arkaya, Massive Attack, Tony Bennett ve Grace Jones’u dinledik; cumartesi akşamı da dans müziğinin en önemli gruplarından Faithless coşturdu kenti.
Ama ne coşma! Maçka Küçükçiftlik Park’ta grubun “Insomnia”, “God Is a DJ”, “Salva Mea” gibi unutulmaz hitlerinde 5000 kişinin dans ettiği kocaman bir partiye dönüştü konser.
Eski şarkıların yanı sıra Faithless’ın bu yıl çıkan ve İngiltere listelerine 1 numaradan giren “The Dance” albümünden de parçaları dinledik.
Grup, bu albümü dağıtmak için İngiltere’de WalMart benzeri market zinciri Tesco ile özel anlaşma yapınca çok eleştirilmişti. Yeni dans gruplarına karşı albüm satışında mücadele edebileceğine güvenmediğinden böyle bir anlaşma yaptığını söyleyenler oldu.
Ancak “Happy”, “Sun to Me”, “Feel Me Now”, “Crazy Bal’heads”, “Tweak Your Nipple” ve “Not Going Home”u canlı dinledikten sonra, tereddütsüz söyleyebilirim ki, Faithless uzun süre dans pistlerini dağıtır bu albümle.
Konserin kanıtladığı bir gerçek daha var. Yıllar geçse de, Faithless’ın performans kalitesi en yüksek noktada. Ses sistemi de iyi olunca, çok güzel bir konser gerçekleşti.
Grubun elemanlarından programcı Rollo, turnelere katılmadığı için yine yoktu ama Sister Bliss klavyede harikalar yarattı. Ayrıca, 2 perküsyoncu, 2 gitarist ve 2 geri vokalden oluşan 6 kişilik çok iyi bir ekip vardı sahnede.
İlginç olan, Faithless’ın gelir düzeyi ve kültür açısından toplumun çok farklı kesimlerine hitap ediyor olması. Konserde dinleyiciler arasındaki kaotik ortamda yine bunun izleri vardı. Ben Faithless konserlerinin bu kaotik olma halini çok seviyorum; 80’lerdeki rave partilerini anımsatıyor.
Ancak onlardan farklı olarak, saf bir hedonizmle değil; sosyal ve politik mesajlarıyla öne çıkıyor. Bunun ardındaki güç de, elbette grubun karizmatik vokalisti Maxi Jazz.
İnsanları politik şarkı sözleri olan parçalarda dans ettirmenin sırrını bulmuş o. Yazdığı derin sözleri öylesine etkili bir vokalle seslendiriyor ki, kalabalık üzerinde müthiş bir elektriklenme yaratıyor.
Sıradan bir rap vokalisti değil Maxi Jazz. İki yıl önce kendisiyle röportaj yaptığımda, şarkı sözleriyle, insanların kendi güçlerini keşfetmesine yardımcı olmaya çalıştığını söylemişti.
Bu hedefine yeni albümde de devam ediyor. “Herkeste bir cevher görüyorum. Zorluk kendi içindekini algılamakta” diyor “Tweak Your Nipple”da.
İstanbul’da dinleyicilerine bir kez daha “Kim olursanız olun, beyaz ya da siyah, Hıristiyan ya da Müslüman hepiniz bir olun” mesajını iletti Maxi Jazz.
Konserin sonunda “We Come 1”ı söylemeden önce herkesin işaret parmağını havaya kaldırmasını ve “one” derken tüm gücüyle bağırmasını istedi.
Amacı, farklılıkları bir yana bırakıp herkesi birlik olmaya davet etmekti.
Dinleyicilerin tümü uydu Maxi Jazz’ın isteğine; “Ben sol gözüm, sen sağ / Savaşmak delilik olmaz mı?” diye inledi Maçka.
Acaba Küçükçiftlik Parkı’nda eğlenen gençleri dejenere olmakla suçlayan politikacılar duymuş mudur bizi?
-