© Zülal Kalkandelen
Cumhuriyet/ 8 Ağustos 2010
TORİNO-Dünyanın en çok kazanan rock grubu U2, 360° turnesinin üçüncü ayağını İtalya’nın Torino kentinde Stadio Olimpico’da verdiği muhteşem bir konserle başlattı. Bono’nun rahatsızlığı nedeniyle turneye dokuz ay ara verildiği için, bu, aynı zamanda grubun 2010’daki ilk performansıydı.
İstanbul konserinin organizatörü Pozitif’in davetiyle, bir grup Türk gazeteciyle birlikte grubu canlı dinlemek üzere Torino’ya geldik.
U2, bu turnede stadyum konserlerinde kullandığı 4 bacaklı özel tasarımla büyük ilgi çekti. Bu tasarımı örümceğe benzetenler de oldu ama bence en iyi tanımı Bono yaptı: Ancak Gaudi tarafından tasarlanabilecek bir uzay istasyonunu andırıyor bu dev yapı.
Konserden önce basının sorularını yanıtlayan tasarımcı Willie Williams, amaçlarının U2 şovlarını dairesel bir yapıda mekanın her yerinden izlenebilecek şekilde sunmak olduğunu söyledi.
Sahneyi yakından görünce, Williams’ın neden U2 konserlerini futbol maçına benzettiğini anladım. Daha fazla izleyiciye ulaşıp daha yoğun bir etki yaratmak için yapılmış bu tasarım.
54 tonluk hareketli, kocaman bir silindirik ekrana grup üyelerinin canlı görüntülerini yansıtmak, gerçekten çok akıllıca. Hem devasa bir alanda binlerce kişiye aynı anda sesleniyorsunuz, hem de o mekandaki herkes sizi ufak bir salonda izlemişcesine etkileniyor.
Dönüştürülebilir LED ekran, hareketli köprüler, üzerine verilen ışığın rengini alan özel bir kumaşla kaplı ayaklar ... Hepsinin müthiş etkileyici olduğu kuşku götürmez.
Ayrıca, U2’nun konserlerde başlattığı dev video ekranları geleneğinin artık günümüzde hemen her konserde yer aldığını düşünürsek, yeniliklerin öncüsü bir grubun yüksek teknolojiyi performanslarına taşıması da doğal.
Ancak tam da bu noktada iki yönlü bir tartışma başlıyor. Birincisi, müzikten daha çok sahneye odaklanılıyor; ikincisi de, bu tür görkemli tasarımların aşırı dozda karbon salımına neden olduğu bir gerçek...
BOWİE’Lİ AÇILIŞ
U2 elemanları sahneye David Bowie’nin “Space Oddity” adlı şarkısıyla çıkarak olağanüstü bir başlangıç yaptı.
Ardından sert gitar riffleriyle dikkat çeken yeni enstrümantal giriş parçası “The Return of the Stingray Guitar”, “Beautiful Day” ve “Magnificient” ile konserin ilk 15 dakikası çok dinamikti.
“Get on Your Boots” ve “Mysterious Ways”den sonra Bono, ailem dediği grup üyelerini tanıtıp The Edge’in yaşgününü kutladı.
Aslında konser günü dünyada ilk atom bombasının atılışının 65. yıldönümüydü ama şaşırtıcı bir şekilde Bono’dan bu konuda bir yorum gelmedi...
“North Star” ve “Glastonbury” adlı iki yeni şarkı seslendirdi grup. Belki de ilk kez dinledikleri için, izleyiciler, pek coşkulu karşılamadı bu şarkıları.
O coşkuyu yakalayanlarsa, “I Still Haven’t Found What I’m Looking For”, “Miss Sarajevo”, “With or Without You”, “Where the Streets Have No Name” ve “One” gibi eski şarkılar oldu.
The Guardian’da çıkan bir habere göre, bu turnede ortaya çıkan karbon miktarı, Mars’a gidiş ve dönüşü kapsayan bir seyahatte salınacak karbona eşitti. Stadyumdaki sponsor çadırının üzerinde ise “Blackberry Loves U2” yazıyordu...
Bütün bunları, Bono’nun sistemin simge isimleriyle yakınlaşan tavırlarını ben de eleştiriyorum.
Ama "Her şey bir yana, nasıl bir konserdi?” derseniz, yanıtım şu: Yaratıcılık sınırlarını çok üst bir düzeye çeken, teknik açıdan kusursuz, müthiş bir konserdi. Hayranı olun ya da olmayın; olanağınız varsa İstanbul’daki konseri kaçırmayın. Bu, müzikle teknoloji buluşmasının geldiği son noktadır. Sinemada “Avatar” neyse, canlı müzik performansında U2 360° turnesi de odur.
KONSERDEN İLGİNÇ NOTLAR:
* Biletleri 50, 90 ve 125 Euro’dan satılan Torino konserinde, 45 bin kişilik Stadio Olimpico’da fanatik U2 hayranları için güzel bir uygulama vardı. Sahne önünde 2500 kişilik bir alan sahne içi bilet alanlar arasından ilk gelenlere ayrılmış. Böylece konserlerde çok eleştirilen VIP uygulamasının doğurduğu rahatsızlık da aşılmış. Torino’da stadyumun önünde günler öncesinde çadır kurup bekleyen çok sayıda U2 hayranı gördük. Bono, konserden bir gece önce grubun bu sadık hayranlarına 80 kutu pizzayı bizzat dağıtarak güzel bir jest yaptı.
* Konserde ön grup olarak İngiliz rock grubu Kasabian sahneye çıktı.
* U2, en politik şarkısı “Sunday Bloody Sunday”e bu turnede yeni bir anlam yüklemiş. Bu defa bu şarkı aracılığıyla, İranlı protestoscuların mücadelesinden görüntüler ve sanatçı Sussan Deyhim’in Farsça bir şiiri eşliğinde, protestolar sırasında yaşamını yitiren Nida anıldı.
* Grubun Burma’daki özgürlük hareketine destek vermek için yaptığı “Walk On” adlı şarkıda ise, Burmalı muhalefet lideri Aung San Suu Kyi’nin görüntleri yansıdı ekrana.
* “One”dan önce Güney Afrikalı din adamı Desmond Tutu’nun ırk ayrımcılığına karşı yaptığı bir konuşmadan bölümler gösterildi, Bono’nun gitar çaldığı tek şarkı da buydu.
* Konserin en ilginç sürprizlerinden birisi, grubun “Amazing Grace”i çalması oldu.
* “Moment of Surrender”dan önce Bono, daha iyi bir gelecek kurma adına gösterdiği çabalar için Bill Gates’e teşekkürlerini sundu.
* 2 saat 15 dakika süren konserde 25 şarkı çalındı.
* Bono, turnenin bir bölümünü ertelemesine neden olan bel rahatsızlığını aşmış gözüküyor. O kadar ki, bir ara sahneye yukardan sarkıtılan mikrofonun direğine tutunup havaya bile uçtu.
* U2’nun 1978’den bu yana menajerliğini yapan Paul McGuinness, konserden önce basın mensuplarıyla yaptığı söyleşide yeni albüm müjdesini verdi. Muhtemel prodüktörler arasında Brian Eno dahil birkaç ismin düşünüldüğünü öğrendik. Ünlü menajer, U2’nun 360° turnesi kapsamında bir yılda toplam 110 şov ve her konserde ortalama 60 bin izleyiciyle şu ana kadar yapılmış en büyük rock turnesine imza atacağını söyledi. McGuinness’in verdiği bilgiye göre, grup gelecek yıl Zoo TV turnesinin 20. yılında özel bir kutlama yapmayı da planlıyor.
* Sahne tasarımcısı Willie Williams’ın basına verdiği bilgiye göre, 180 ton taşıyabilen sahnede kullanılan çelik yapı 27.5 metre boyunda ve merkez sütunla 46 metreye ulaşıyor. Çelik yapının kurulması 4 gün; ekran, sahne ve prodüksiyon malzemelerinin kurulması 12 saat sürüyor. Williams, tasarım fikri için, Los Angeles Havaalanı’ndaki Theme Building’de 4 ayak üzerinde duran restorandan esinlenmiş ve bu yapıyı bir futbol sahasında hayal etmiş.
_