25 Ekim 2010 Pazartesi

"AT OLMAK İSTİYORUM!"


By on 21:31:00

© Zülal Kalkandelen
Cumhuriyet/ 25 Ekim 2010

Yenilikçi ve genç müzikleri sekiz yıldır İstanbul’a taşıyan Phonem By Miller etkinliği, bu yıl çarpıcı bir açılış yaptı.

Cumartesi gecesi İKSV binasındaki Salon’un sahnesinde deneysel rock’ın önemli gruplarından Liars vardı.

Birçok kişi yaptıkları müziği dans-punk diye nitelendirse de, bence istedikleri müziği hiçbir sınır tanımadan yaptıkları için en uygun tanımlama deneysel rock.

Angus Andrew (vokal ve gitar), Julian Gross (davul) ve Aaron Hemphill’den (vurmalı çalgılar, gitar ve synth) kurulu Liars’ın bugüne kadar yaptığı her şey sıra dışı. Bir albümden diğerine değişen soundlar, bir cümle uzunluğunda şarkı isimleri, kimi zaman minimalist kimi zaman sofistike CD tasarımları ve elbette vahşi gitarlarla ses deneylerini buluşturan müzikleri, onları diğerlerinden belirgin şekilde ayırıyor.

ÜRKÜTÜCÜ AMA EĞLENDİRİCİ

Gece 23:15’te sahneye çıktı Liars ekibi. Bu arada yeri gelmişken bir noktaya değinmek isterim. Neden Türkiye’de bu tip konserler yurtdışında olduğu gibi 20:30 ya da 21:00’de başlamıyor? 23:15’te sahneye çıkan bir grup yaklaşık iki saat çalınca, dinleyicinin İstanbul trafiğinde eve dönmesi gece saat 2’yi buluyor. Liars’dan önce ön grup olarak Türkiye’den Ayyuka çaldı ama onlar da sahneye 22:00’de çıktı. Üstelik bu durum hafta içi etkinliklerde bile aynı. Organizatörler, konserlerin saatini biraz öne almayı düşünürler umarım.

Angus Andrew, sahnede sergilediği çılgın tavırlarıyla ünlü. “Acaba bunu şovun bir parçası olarak mı yapıyor?” diye merak ediyordum. Ancak canlı gördükten sonra kararımı verdim; onlar sahnedeyken her şey kendiliğinden gelişiyor.

Angus, adeta yaramaz çocukları andıran bir edayla sahnede o kadar kontrolsüzce geziniyor ki, bir ara davulu düşürdü, bira şişesine çarpıp zemine bira döktü, gitaristin bacağına dolandı. Bazen çok ciddi gözükerek, bazen kurnazca gülümseyerek kalabalığı etkilemesini de çok iyi biliyor. Grubun diğer elemanlarının sadece enstrümanlarını çalmakla ilgilendiğini düşünürseniz, Liars’ın ürkütücü ama eğlendirici müziğini ancak böyle bir vokalist sunabilirdi.

YALNIZLAŞAN İNSAN

Üstelik o müzikle neler anlattıkları da belli. Yeni albümleri “Sisterworld”, son yıllarda Amerika’ya pompalanan mantıksız iyimserliğe bir tepki olarak ortaya çıkmış. Müziğin, çevrelerinde gelişen dünyadan kopma noktasında alternatif bir dünya yarattığını söylüyor Liars. Genişleyen nüfus ve gelişen iletişim teknolojilerine karşın giderek yalnızlaşan insanın kurduğu yeni bir dünya bu...

Böyle bir düşünceden yola çıkan bir grubun müziği elbette agresif olacaktır. Bunu anlatmasını sağlayacak en iyi müzik türü de tabii ki punk’dır.

Bazıları Liars’ı fazla uçuk bulur. Ancak bis sırasında çaldıkları “Broken Witch”de Angus’un neden “At olmak istiyorum” diye bağırdığını anlamak için onları biraz tanımak lazım. Savaşlarla kana bulanan dünyada insanlığından utanıp at olmak isteyen birinin çığlığıdır o...

Yaklaşık iki saatlik konserde hem “Sisterworld”den hem de önceki çalışmalarından şarkılar çaldı Liars. Sahne mükemmel bir şekilde kaotik, müzik doyurucuydu.

Gecenin sonunda insanlar at olmak istediğini haykırıyordu. Bundan daha fantastik konser olur mu?

(Fotoğraflar: Zülal Kalkandelen)

-

Yazan: Zülal Kalkandelen

Translate