10 Şubat 2011 Perşembe

The Veils, yeni şarkılarıyla Babylon'da


By on 10:38:00

© Zülal Kalkandelen
Cumhuriyet/ 10 Şubat 2011

Geçenlerde bir grup müzik yazarı konuşuyorduk; “Bir konser öncesinde yazı yazmak reklama mı girer?” sorusu üzerinde farklı görüşler vardı. Eleştiri yazısı elbette konser sonrasında yazılır; ama bana göre, konser öncesinde bir grubu/sanatçıyı tanıtan ve reklam amaçlı olmayan yazı yazmak mümkündür.

Tabii burada bir koşulun altını çizmek gerekir: Yazı, bir basın bülteninden alınan klişe bilgileri değil; o grubu/sanatçıyı yakından tanıyan ve konusuna hakim bir müzik yazarının yorumlarını içermelidir.

Ben de ancak bu gibi durumlarda; çok beğendiğim ve bu nedenle müzikseverlerin kaçırmasını istemediğim grupların konserleri öncesinde yazmayı düşünüyorum. Bu ay da İstanbul’da çok sayıda önemli müzik etkinliği var. Bunların arasında The Veils’e dikkat çekmezsek olmaz.

Neden? Çünkü alternatif rock’ın en başarılı gruplarından birisi. Ama aynı zamanda ilginç bir şekilde, bugüne kadar çok güzel üç albüm yapmalarına karşın, son on yılın değeri tam bilinememiş gruplarından birisi de...

2009’da yılın en iyi albümleri listelerine giren “Sun Gangs” gibi bir çalışmaya imza atsalar da hâlâ “underground” kalabilme özelliğine sahipler. Bu durumun benim için ayrıca çekici olduğunu söylemeliyim.

"MÜZİK, DUYGUSAL KARŞITLIKLARIN KARIŞIMINI SUNMALI"

The Veils’i geçen yıl yine şubat ayında Babylon’da canlı dinleme olanağı bulmuştuk. 2007’de New York konserinin ardından ikinci kez sahnede görmüştüm grubu. Her iki konseri de unutulmaz kılan, vokalist Finn Andrews’un salonu tamamen etkisi altına alan müthiş performansıydı. Öylesine etkileyiciydi ki, “Jesus for the Jugular”ı söylerken, bana Ian Curtis’i anımsatmıştı.

Aslında sahnedeki bu duygusal yoğunluk, kaynağını grubun müziğe yaklaşımından alıyor. Konser öncesinde Finn Andrews ve bas gitarist Sophia Burns 'le yaptığım röportajda şöyle demişti Finn: “Müzik de aynı insanlar gibi duygusal karşıtlıkların karışımını sunmalı.” Kanımca, kendisi, hem yazdığı çarpıcı şarkı sözleriyle, hem de en düşük perdeden falsettoya kadar yetkinlikle kullanabildiği sesiyle, bunu en iyi şekilde başarıyor.

SHAKESPEARE ESİNTİLİ EP

Grubun henüz bir yıl dolmadan tekrar Babylon’u ziyaret etmesinin nedeni, yedi şarkılık yeni bir EP yayınlamış olması. “Troubles of the Brain” adlı bu çalışma, geçen ayın son haftasında yeni kurdukları kendi bağımsız plak şirketinden çıktı.

Bu arada edebiyat meraklıları EP’nin adındaki Shakespeare göndermesini hemen algılamış olmalı; Macbeth’te 5. Perde 3. Sahne’de geçer bu ifade.

Finn Andrews, geçen yaz Londra’daki ev stüdyosunda gerçekleştirdikleri bu yeni kaydın prodüktörlüğünü, Suede grubunun eski efsanevi gitaristi Bernard Butler ile birlikte üstlenmiş. Yedi şarkının içinde alıştığımız melankolik The Veils şarkılarına yakın olanlar da var, tarz değişikliği olarak yorumlanabilecek olanlar da...

Ayın yoğun konser takvimi içinde 12 Şubat gecesi The Veils’in beyinde sorunlara neden olan duygu ve düşüncelerden esinlenen yeni şarkılarını kaçırmayın derim.

"Jesus for the Jugular" live:


"Sun Gangs" albümünden "The Letter"


İlk albüm "Nux Vomica"dan "The Calliope":





-

Yazan: Zülal Kalkandelen

Translate