3 Mayıs 2011

Benim bu başlıkla anlatmak istediğim bunlar değil; bu konserin iç dünyamda yarattığı fırtına... Öylesine içten, her notasıyla büyük bir sevgi ve emek ürünü olan bir müzik ki, incitmeden sarsıyor, vurmadan acıtıyor...
Bu yazıda çok duygusal bir dil kullanıyor olabilirim; farkındayım. Ama engel olmayacağım. Manchester'da The Durutti Column'ü canlı dinlemek benim rüyalarımdan biriydi. Bu rüya geçen hafta 30 Nisan gecesi gerçekleşti! Konserin yapılacağı Bridgewater Hall'a saatler önce varıp box office'den biletimi bir zarf içinde aldığımda yaşadığım heyecanı tam olarak anlatabileceğimi sanmıyorum. Dile kolay; hayatımın soundtrack albümü yapılsa The Durutti Column'süz olmaz...
Salonun kapısında beklerken bir görevlinin CD satışı yaptığını gördüm. Bir de baktım ki The Durutti Column'ün yeni çıkacak "Chronicle" adlı albümünü de özel konser baskısı olarak satıyorlar! Hemen aldım. Albümle birlikte üzerinde Vini Reilly'nin el yazısıyla yazdığı bir not bulunan bir kart verdiler dinleyicilere.
Vini, notta bu albümün kendi hayatının bir kronolojisi olarak başladığını, yaşamında kendisine destek veren insanları anmak istediğini belirtiyor. Albümün hazırlık aşamasında hayatında önemli iki olay gerçekleştiğini yazıyor. Birincisi geçirdiği kalp krizi ve ikincisi de kız arkadaşı Poppy Morgan'la ayrılması...
Her ikisi de çok sarsıcı olmuş Vini için. Bu olayların etkisiyle yazmış şarkıları. Her zamanki gibi belirgin bir melankoli hakim albüme; ama her zamankinden daha kırılgan sanki... Vini Reilly, bu defa Tony Wilson'ın önerisini dinlememiş ve bazı şarkılarda vokal yapmış. Evet, Vini vokalde zayıf; anlatmak istediği her şeyi gitarıyla anlatabilecek kadar da yetenekli. Vokal kullanmasa daha iyi olurdu belki ama yine de o kırılganlığı yaratmada bir işlevi var vokalin...

25 dakika sonra Vini Reilly ve diğer müzisyenler göründü sahnede. Vini, üzerinde eski jean pantolonu, portakal renkli tişörtü ve sandaletleriyle her zamanki gibi umursamaz bir haldeydi. Bruce Mitchell, artık iyice yaşlandı ama perküsyon ve davulda hala döktürüyor. Bu iki efsaneye eşlik eden diğer isimler gitar ve marimbada Keir Stewart ve Manchesterlı prodüktör Laurie Laptop'tu.
Ve gecenin en önemli şahsiyetlerinden birisi, şarkıların gerisindeki ilham kaynağı Poppy Morgan'dı. İki şarkıda piyano çalarak Vini ile düet yaptı. Konser boyunca sahnedeki ekranda Vini Reilly'nin hayatında rol oynayan insanların fotoğrafları gösterildi. Fotoğrafları Vini'nin kendisi çekmiş. Tabii en fazla fotoğrafla Poppy Morgan gecenin yıldızıydı. Aile üyelerinin yanı sıra, Tony Wilson, Alan Erasmus, Morrissey gibi isimlerin de fotoğraflarını görmek güzel bir nostalji yarattı doğrusu.
Bütün bunlar Vini'yi tanıyanlar için doğal. Her anı önceden programlanmış konserlerden çok farklı The Durutti Column konseri. Bunların üstüne bir de Vini'nin kalp krizinden sonra sol parmaklarını tam kullanamaması eklenince sahnede tam bir karışıklık yaşanıyor. Ama ne zamanki Vini alıyor eline gitarı, sorunlar son buluyor.
Konserde sık sık elindeki rahatsızlığın kendisini zorladığını söyledi Vini. Ama düzeltmek için çok çaba harcadığını da ekledi. En önemlisi de, Poppy ile yaşadıkları travmatik ayrılıktan sonra verdiği ilk konserde onun için yazdığı şarkıları çalması oldu. "Benim için zor bir konser" dedi. Neden ayrıldılar bilmiyorum ama aralarında o kadar çok yaş farkı olduğunu bilmiyordum. Yine de albümün içindeki kartta yazdığı gibi, "arkadaş" kalmaya karar vermişler. "Emptiness" adlı şarkıda "I still love you, my Poppy" diyor Vini... Özellikle Poppy'nin piyanoda Vini'ye eşlik ettiği anlar, yarattığı atmosferle çok etkileyiciydi. Salondaki herkesin duygusal olarak çok etkilendiği belliydi.

Olağanüstü güzel şarkıları, Vini Reilly imzalı fotoğraflarıyla eşsiz bir konserdi. 45 dakikalık ilk yarıdan sonra 15 dakikalık bir ara verildi. İlk yarıda daha yavaş tempolu yeni şarkıları çaldılar, ikinci yarıda daha eski ve hareketli şarkılar vardı. "Salford", "Without Mercy", "Keir's Opus", "Mother", "Otis", "Sealine" gecenin en çok alkış alan şarkıları arasındaydı.
Vini'nin Tony Wilson'a adadığı "Sketch for Summer"ı canlı dinlediğim an benim için zirveydi.
Bir daha The Durutti Column konserine gidebilir miyim emin değilim ama bu anı benimle hep yaşayacak. Teşekkürler Vini Reilly!