Cumhuriyet / 1 Temmuz 2011

25 yaşındaki İngiliz sanatçı, daha önce İstanbul’a bir derginin düzenlediği özel bir gece için geldiğinden sevenleri canlı dinleme olanağı bulamamıştı. Caz Festivali'ndeki konser bu açığı kapatacak.
Yıllardır kariyerini izlediğim bir müzisyen Joss Stone. Genç yaşında yakaladığı başarı hiçbir müzik yazarının gözünden kaçacak gibi değil. Daha çocukken fark edilen yeteneği ve güçlü sesi sayesinde 13 yaşında BBC Televizyonu’nda keşfedilmiş. Şimdilerde bizim kanallarda da benzeri yapılan “Star for a Night” adlı yarışma programında elemeleri Aretha Franklin’in 1968 hiti “(You Make Me Feel Like) A Natural Woman” ve Whitney Houston’dan “It’s Not Right But It’s Okay”i seslendirerek geçmiş.
Ardından son aşamada Donna Summer’ın 1979 tarihli parçası “On the Radio” ile yarışmayı kazanmış.

Kariyerine bir bakıyorsunuz; işbirliği yaptığı müzisyenleri görünce gözleriniz şaşkınlıktan iyice açılıyor. Kimler yok ki? James Brown, Stevie Wonder, Steven Tyler, Herbie Hancock, Patti LaBelle, Tom Jones, Angelique Kidjo, Jeff Beck, Johnny Hallyday, Smokey Robinson, Ringo Starr, Lauryn Hill...
Kısa bir süre önce de Mick Jagger, Dave Stewart, Damian Marley ve A.R. Rahman’la Super Heavy adlı bir süper grupta yer alacağı açıklandı.
Bunca efsane isim neden aynı genç bir müzisyenle işbirliği yapar? En önemli yanıtı, Joss Stone’un kontralto ile mezzo-soprano aralığında rahatlıkla kullanabildiği güçlü sesi. Bana göre, soul ve R&B dünyasındaki en iyi seslerden birisi.
Prens William’la arkadaşlığı ya da İngiltere ve İrlanda’nın 30 yaşın altındaki en zengin beşinci pop yıldızı olması önemli değil. Kendi yazdığı şarkı sözleriyle bu alanda da yeteneğini gösteren Stone, Grammy dahil olmak üzere aldığı çok sayıda ödülü tartışmasız hak ediyor. Neo-soul, 70’leri anımsatan R&B, Motown ve funk karışımı müziğini canlı dinlemek zevkli olacak.
-