Cumhuriyet / 8 Ocak 2012

70’lerin ikinci yarısında minimalist, ambient müziğe yakınlaşıp, Brian Eno ile kariyerinin en güzel albümlerine imza atan Berlin dönemindeki uçuk Bowie’yi mi? 80’lerde Queen, Tina Turner, Pat Metheny gibi isimlerle işbirlikleri yapıp megastar olarak yükselen Bowie’yi mi? Rock ile elektronik müziği buluşturduğu “Outside” dönemindeki halini mi?
Müzik tarihinde bu kadar çok alter ego geliştirip, bunca farklı türle haşır neşir olan terk müzisyendir Bowie. Unutulmaz şarkılara imza atıp, sayısız müzisyene ilham veren, popüler müziğin tarihinin akışını değiştiren isimdir o. İşte bu yaşayan efsane, 8 Ocak’ta 65 yaşını kutluyor.

1991 yılında çocukluğundaki gibi soğuk ve yağışlı bir kasım ayında, David Bowie şoförüne Brixton Academy’ye giden manzaralı yolu izlemesini söyledi. Son birkaç haftadır konuşkan, açık ve şaşırtıcı şekilde kırılgandı, ama camdan bakarken birkaç dakika sessiz kaldı. Sonra arkasına döndüğünde, yanında oturan gitarist Eric Schermerhorn, yanaklarına düşen gözyaşlarını gördü. ‘Bu bir mucize’, diye usulca mırıldanıyordu Bowie. ‘Muhtemelen muhasebeci olmam gerekirdi. Her şey nasıl oldu bilmiyorum.’
Bu satırları okuyan herkes, Trynka gibi şunu sormuştur sanırım: “Yıldız olmak, böylesine göz kamaştırıcı bir insan için kaçınılmaz değil midir?” Bowie’nin Londra’da doğduğu yer olan Brixton bölgesine gittiğinde duygulanıp söylediği sözlerin çok içten olduğu kesin. Dışardan bakıldığında bizler için yeteneğiyle doğru orantılı şekilde gelişen olağanüstü kariyeri, onun için sürpriz olmuş. Bu durum ilk anda insanı çok şaşırtsa da, Trynka’nın Bowie’nin hayatına girmiş ikiyüzden fazla kişiyle röportaj yaparak yazdığı biyografiyi okuduğunuzda, onun neden böyle düşündüğünü anlamak daha kolay.
Savaş sonrası İngiltere’de John Lennon ve Eric Clapton gibi annesiyle sorunlar yaşayan, kendini toplumdan dışlanmış hisseden bir genç olarak yetişmiş Bowie. Trynka’ya göre, bugün olsa her üçünün de yetiştiği evlerin kapısını bir sosyal hizmet uzmanı çalardı. Yaşadığı sorunlardan müzik sayesinde çıkış yolu bulan insanlardan biriydi Bowie de.

2003 tarihli “Heathen” albümünden sonra Bowie’den ses çıkmadı. Geçen yıl sürpriz bir şekilde, 2001’de yayınlanması düşünülen ama sonra vazgeçilen “Toy” adlı albümü internete sızdı. 1960’larda kaydedilmiş şarkıların daha önce duyulmamış versiyonlarının yer aldığı albüm konusunda Bowie’den hiçbir yorum gelmedi.
2011 Aralık ayında müzik dünyasını heyecanlandıran bir olay da, Bowie’nin BBC Top of the Pops programında 38 yıl önce “Jean Genie” adlı parçayı seslendirdiği performansa ait görüntülerin ortaya çıkması oldu. İngiliz Film Enstitüsü tarafından düzenlenen bir basın toplantısında, arşivden kaybolduğu düşünülen görüntünün tek kopyasının bir kameramanda bulunduğu açıklandı. Bowie’nin İngiltere’yi büyülediği o görüntüler, onunla ilgili medyaya yansıyan son haberdi.
“Bowie müzikten emekli oldu mu?” sorusu, kendisi bir açıklama yapıncaya kadar sorulmaya devam edilecek. Çünkü benim bildiğim Bowie, böyle sessiz bir ayrılık yapmaz. Ama dönerse de büyük ve sarsıcı bir işle döner. Bugüne kadar izlediğim yüzlerce müzisyen içinde sahne performansı en etkileyici olan o. 65 yaşını kutluyorum ve müthiş sesini yeniden canlı dinleyeceğim günü bekliyorum.
-