8 Ocak 2012 Pazar

Vitrindeki Albümler 99: Grouplove - Never Trust a Happy Song (Atlantic Records)


By on 15:12:00

© Zülal Kalkandelen
Cumhuriyet / 8 Ocak 2012

Mutlu şarkıya asla güvenme” diyen bir albüm, daha baştan adıyla ilgimi çeker benim. Mutluluk müzisyenlere şarkı yapmak için ilham verir mi?

Bu soruya “Evet” diyen müzisyenler var elbette ama fazla değil. Hüznün, insanoğlunun tutarsızlıklarının, dünyanın acımasızlığının, aşk acısının müzisyenler için esinlendirici olduğunu söyleyenler daha yaygın.

Albümü dinlemeden önce, 2009’da Los Angeles’ta kurulan alternatif pop grubu Grouplove da böyle mi düşünüyor ki albüme bu adı koydu diye merak ettim. Çünkü ilk yayımladıkları kısaçalarda yer alan iki şarkılarını 2010’da dinlemiştik. Beş gençten oluşan grubun, folk, alternatif pop, rock ve elektronik sesleri bir potada eriten müziği, genel olarak enerjik ve oldukça neşeliydi.

O nedenle albüme verdikleri isim, müzikleriyle bir anlamda tezat oluşturuyor. Bu durumda “güvenmeyin” diye tavsiyede bulundukları mutlu şarkılardan oluşan bir albüm mü yapmışlar, yoksa burada bir ironik yaklaşım mı var?

12 şarkıdan oluşan albümün, ilk 1/3’lik bölümü aynen kısaçalardaki enerjik ve olumlu havayı sürdürüyor. “Colours”da “İzne ihtiyacımız yok / İstediğimiz yere gidebilir, istediğimizi söyleyebilir ve istediğimizi yapabiliriz” diyor vokalist Chris Zucconi. Dinlerken insanı dansa davet eden, dertleri bir yana bırakıp dünyadaki güzelliklerin tadını çıkarmaya çağıran bir havası var şarkıların.

Ancak “Slow” adlı şarkıyla birlikte ikinci kısma geçildiğinde mikrofonu grubun ikinci vokalisti Hannah Hooper alıyor. Müziğin ritmi yavaşlarken birden hayatın zor yanları da işin içine giriyor. “Beni buraya getiren sensin/Sevinçlerin ve sen / Bütün o yıllar boyunca korkuyu getiren sen” diyor Hannah.

Sonra ardından Hannah ile Chris’in özgürce çıplak koşan, denize giren gençlerden söz eden “Naked Kids”deki düeti geliyor.

Albümün bundan sonrası bir hızlanıp bir yavaşlayan, hayatın hem güzel hem de kötü yanlarını anlatan şarkılarla dolu. Dolayısıyla albüm adının yansıttığı gibi tek bir tavır, bütünlük yok müziklerinde. İlk dinledikten sonra, tekrar tekrar dinlemek isteği duyuran şarkılar da var, es geçmek istedikleriniz de.

Şarkı sözlerinde ise bir derinlik, sofistike yaklaşım yok; çoğunlukla basit cümleler yineleniyor. Ancak grubun sözleri daha çarpıcı kılmak için bir çabasının olmadığı da belli. Bana kalırsa bir araya gelip, ince eleyip sık dokumadan, içlerinden geldiği gibi, çalıp söylemişler.

Grouplove’ın şarkılarının hiçbiri unutulmayacak ya da iz bırakacak türden değil ama Modest Mouse'u hatırlatan melodik müzik eşliğinde neşelenmek için indie pop albümü arayanlara hitap edebilir.



Yazan: Zülal Kalkandelen

Translate