12 Şubat 2012 Pazar

Vitrindeki Albümler 104: Errors - Have Some Faith In Magic (Rock Action Records)


By on 16:09:00

© Zülal Kalkandelen
Cumhuriyet / 12 Şubat 2012

Bugüne kadar Errors hakkında içinde Mogwai’nin geçmediği bir eleştiri yazısı kaleme alındı mı bilmiyorum ama sanmıyorum. İki grubun müziklerini birbirine benzetenler de oldu ama çakışma noktaları sadece bu değil. Errors de Mogwai gibi Glasgow’dan çıkan bir dörtlü. Ayrıca albümleri, Mogwai’nin sahibi olduğu Rock Action Records tarafından yayımlanıyor. Geçen yıl birçok yerde ön grup olarak onlara turnede eşlik ettiler.

Öyleyse, daha önce Errors’ü dinlememiş birisinin bu kadar çok ortak noktadan yola çıkarak Errors’ü merak ettiğini ve üçüncü albümü alıp dinlediğini farz edelim. İzlenimi ne olur? Errors’ün Mogwai’den esinlendiği aşikar; müzikleri de yaygın şekilde post-rock olarak niteleniyor. Ama bence grubu belli bir türle sınırlandırmak yanlış olur. Mogwai’nin gitar ağırlıklı müziğine karşı, Errors’de krautrock etkisi söz konusu. Özellikle yeni albüm “Have Some Faith In Magic”te, adeta 70’lerin progresif rock’ı, post-rock ve elektronika ile buluşmuş. Errors’ün bugüne kadar yaptığı en hipnotik, en sürükleyici albüm bu.

2008 albümü “It’s Not Something, But It Is Like Whatever”daki karanlık sound ve 2010 çıkışlı “Come Down With Me”de shoegaze hakimiyeti biraz gerilerde kalmış Errors için. Daha coşkulu ve türler arasındaki ilişkiye daha açık bir sound var. Bakış açısına göre bunu bir gelişme ya da gerileme olarak değerlendirmek olanaklı. Ben, basitçe "farklılık" olarak görenlerdenim.

“Have Some Faith In Magic”in önceki albümlerden bir farkı da, vokal kullanılması. Post-rock’ta vokal kullanımı daha önce görülmemiş bir şey değil; Errors için de yeni değil. Grup, 2006 tarihli “How Clean Is Your Acid House?” adlı kısaçalarında bunun örneğini vermişti. Fakat yeni albümde vokal, albümün tümünde yer alıyor. Yine de bunun alışılagelmilş vokal kullanımından değişik olduğunu belirtmek gerek. Ne dediği tam anlaşılmayan, derinden gelen bir ses duyuyoruz. Grubun bu tercihindeki amacı, insan sesini de bir enstrüman gibi kullanmak. Dolayısıyla ne dediğinden çok, kulağa nasıl yansıdığı önemli.

İlginçtir gitarlar ile loop’a alınan, işlenen seslerin yarattığı ses katmanları albümde organik bir sound yaratmış. Fazla oynanmış, parlatılmış bir havası yok şarkıların. Açılış parçası “Tusk” başlar başlamaz sarıyor dinleyeni. Post-rock’ta en tehlikeli olan, tekrara düşüp sıkmak. Errors, bunu aşmanın yolunu bulmuş. “Dans pistleri için post-rock” tanımını bir yerde okumuştum; Errors’ü çok iyi anlatan bir ifade.

Yazan: Zülal Kalkandelen

Translate