Geçen sene pasaportu ile ilgili yaşadığı bir sorun nedeniyle konseri ertelenince epey endişe yaratmıştı Patrick Wolf. Heyecanla onu bekleyenler üzülmüştü ama sonunda gelmiş ve İstanbul Modern'in bahçesinde güzel bir konser vermişti. İkinci kez İstanbul'a gelip Salon'da çalacağını duyduğumda, kapalı bir mekanda akustik konserini dinlemenin ayrı bir keyif olacağını düşündüm.
Dün akşam oturmalı bir düzen tercih edilmişti Salon'da. İstanbul Modern'dekine göre daha ağırbaşlı bir hava hakimdi ama Patrick Wolf yaptığı espriler ve duygularını olduğu gibi yansıttığı performansıyla o ağırlığı dağıtmayı bildi. Her zamanki gibi sahne kostümüne ayrı bir özen göstermiş, saçlarına pullar sürmüştü. Onun bu özenini seviyorum. Her konseri kendi içinde de bir ihtişama dönüştürüyor.
Gerçi bir ara mikrofona geğirerek ya da şarkı sözünü unutarak o ihtişamı bozduğu anlar da oldu ama az önce de belirttiğim gibi, duygularını olduğu gibi sahneye yansıtan, her konseri dinleyici kadar belki de daha fazla heyecanlanarak yaşayan bir müzisyen o. Bu da performansına içtenlik katıyor. Amatör ruhu kaybetmeden, o ruhun sahneye çıkmadan önce yaşadığı kalp çarpıntılarını yitirmeden çalıyor Wolf. Bir şarkı öncesinde sahnede duran aletlerden hangisini eline alıp devam edeceğini bilemeyince, 10 yılı aşkın süredir profesyonel şekilde konser verdiğini söyleyip kendi haline güldü. O gülüş ise, kendisiyle bir müzisyen olarak barışık olduğunun kanıtı.
Konser sırasında "99 tane şarkım var, hepsi aklımda" diyerek, dinleyiciye istek parçalarını sordu Wolf. Önceden hazırlanmış bir şarkı listesi yoktu belli ki kafasında. O anda sahnede karar vererek çaldı çoğunu. Geçen yaz da sahnede gördüğümüz Victoria Sutherland, piyano ve çoğunlukla kemanda eşlik ederken, kendisi piyano, ukulele, keman ve arp çalarak müzik kariyerinin durak noktalarına taşıdı bizleri. Bir ara klarnet çalan bir müzisyen daha geldi sahneye ama konserin büyük kısmını sadece iki müzisyen sırtladı.
"Hard Times", "Together", "Pigeon Song", "Tristan", "Land's End", "The Future", "Armistice" gibi sevilen şarkılarını seslendirdi ama yoğun ısrara karşın "Augustine"i söylemedi. Sonunda ısrar yakınmaya dönüşünce bu akşamki konserde ona da yer vereceğini duyurdu.
Gecenin kapanışını Türkçe bir türküyle yaptı. Ceylan'ın "Yaram İçerden" adlı türküsünün sözlerini günler önce Twitter'dan Türkçe olarak yazdığında böyle bir sürpriz yapacağını anlamıştık. Sözleri ezberlemeye çalıştığını ama prova sırasında arkadaşlarının telaffuzuna güldüğünü anlattı. Bana kalırsa komik duruma düşmekten de çekiniyordu ama yine de söyledi. O şarkı söylemeye başlar başlamaz kalabalıktan bir kahkaha kopmasa iyiydi aslında... Neyse ki kendisi de gülmeye vurup devam etti ve çok da iyi bir iş çıkardı. Aşağıda onun da videosunu ekledim.
Patrick Wolf için 2012'nin ilk konseriydi, bizim için 2012'nin güzel gecelerinden birisi oldu. (Bu akşamki konsere gidecekler için not: Patrick Wolf, istek şarkıların gün içinde kendisine Facebook ya da Twitter'dan ulaşılarak iletilmesini istedi.)