20 Mayıs 2012 Pazar

Vitrindeki Albümler 116: Damon Albarn - Dr Dee (Parlophone)


By on 10:02:00

© Zülal Kalkandelen
Cumhuriyet / 20 Mayıs 2012

Blur grubunun yaşadığı çalkantılar sonrasında “Damon Albarn ve yeni projesi” diye başlayan çok cümle kurduk. Çünkü hiç durmadan farklı müzisyenlerle işbirliği yapıp yeni albümler, şarkılar üretti Damon. Jamie Hewlett ile animasyon karakterlere sahip Gorillaz’ı kurdu; brit-pop, dub, pop ve hip-hop karışımı müzikleriyle kayda değer bir başarı elde etti. Afrikalı davulcu Tony Allen’la Mali’ye seyahat edip Mali Music albümünü kaydetti. Kongo’ya gidip yerel bir grupla Kinshasa One Two adlı bir albüm yaptı. Ardından yine Tony Allen, Paul Simonon ve Simon Tong’u da yanına alıp The Good, the Bad & the Oueen adlı yeni bir süper grup kurdu. 2007’de jamie Hewlett’le tekrar buluşarak Uluslararası Manchester Festivali’nde sahnelenen ve 16. yüzyıla ait bir Çin romanından uyarlanan “Monkey : Journey to the West” adlı operanın müziklerini yaptı.Geçen yıl Red Hot Chili Peppers’ın bas gitaristi Flea ve Tony Allen’la Rocket Juice & the Moon adlı yeni bir projede bir araya geldi ve bu yıl ilk albümleri çıktı. Bu arada birçok grup ve müzisyenle yaptığı tek şarkı kayıtları ve film müzikleri oldu. Bobby Womack’in yeni albümünün prodüktörlüğünü üstlendi.

Son aylarda herkes, bu yaz Londra’daki Olimpiyat oyunları kapanışında Blur’ün vereceği konsere odaklanmışken o yine boş durmadı ve bu ay yeni bir stüdyo albümü çıkardı. “Dr Dee”, Albarn’ın uzun zaman sonra (2003 tarihli çeşitli demo kayıtlarından oluşan Democrazy adlı albümden sonra) yayımladığı ilk solo albümü.

Britpop sonrası farklı müzik türlerine olan ilgisini ve alternatif yollar keşfetme yeteneğini yukarıda özetlediğim projeleriyle gösterdi Damon. “Garip bir pastoral folk” olarak tanımladığı yeni albümünde ise, günümüze özgü çağdaş sound ile Ortaçağ ve Rönesans müziği arasında denge kurmayı başarmış. Klasik Batı müziğini icra eden yorumcularla BBC Filarmoni Orkestrası’nı, ortaçağ ve Afrika müziğine ait enstrümanlarla aynı albümde bir araya getirip alkışlanacak bir iş çıkarmayı çok az sayıda müzisyen başarabilir. Onlardan birisi de Damon Albarn.

16. yüzyılda İngiltere’de yaşamış ve I. Elizabeth’e danışmanlık yapmış bir matematikçi/ astrolog John Dee. 2011 Uluslararası Manchester Festivali’nde onun hayatını konu alan bir opera sahnelendi. Rufus Norris’in sahneye koyduğu eserin müziklerini yazmak da Damon’a düştü. “Dr Dee” albümü, bu yaz Olimpiyatlar’ın kültür etkinlikleri çerçevesinde İngiliz Ulusal Operası ile yeniden sahnelenecek olan operanın müziklerinden oluşuyor.

Prodüktörlüğü de Damon Albarn’ın yaptığı albümün kartonetinde, davulların Tony Allen’a, Gitarın Simon Tong’a, orgun Mike Smith’e teslim edildiği yazıyor. Emeği geçen isimler arasında ilginç birisi daha var: Malili kora çalgıcısı Mamadou Diabate. Batı Afrika’da koranın Tanrı’nın konuştuğu enstrüman olduğu yönünde bir düşünce var. Damon da bir röportajında, böyle bir şey gerçekleşecek olsa, bunun için ancak bu büyüleyici sese sahip enstrüman uygun olurdu diyor. Kora, ud, klavsen, theobore gibi enstrümanların gitar, davul ve diğer alışılmış orkestra aletleriyle kullanılması, albümün sound olarak hem çağdaş hem de eskiye dönük iki ayrı karakteri taşımasına neden olmuş. İngiliz tarihine ait bir operanın müziklerinde alışılmadık aletleri kullanmaktaki amacının, Elizabeth dönemi İngilteresi’nin üzerine biraz Afrika, biraz Arap etkisi eklemek olduğunu söylüyor Damon. İlginç bir şekilde sound açısından bir kan uyuşmazlığı söz konusu değil.

18 şarkının 8’inde Albarn’ın vokalini duyuyoruz. Geri kalanların bir kısmını opera sanatçıları seslendirirken, bir kısmı da tamamen enstrümantal. Akan bir su, kuş ve çan sesleri eşliğinde başlayan ve yine aynı seslerle sona eren 48 dakikalık albümdeki şarkılar üç ayrı türe ayrılabilir. Damon Albarn’ın vokaliyle süslediği folk şarkılar, erken dönem kilise müziğinden esinlenenler ve opera şarkıları. Albümdeki karışık soundun genel dinleyiciye uzak kalması olasılığı yüksek; müziğin arka planda dinleyiciden özel bir çaba gerektirmeden kendi kendine akıp gitmesini isteyenler için uygun değil. Çünkü ancak dikkatinizi müziğe verdiğiniz takdirde nüansları fark edebileceğiniz bir çalışma “Dr Dee”.

Benim favorim, Damon Albarn ile bir kadın opera sanatçısının birlikte seslendirdiği “The Moon Exalted”. Şarkının 3. dakikasında devreye giren koradan çıkan melodinin ve vokallerin güzelliği daha ilk dinleyişte etkiledi beni. 5 dakikalık şarkının ilk 2 dakikasında kadın şarkıcı anlatıyor duygularını, sonra devreye Damon giriyor. Sözlerine özel olarak dikkat ettiğim ilk şarkı da bu oldu. Bir yerde Damon, “In my book of thoughts / I have found written on my heart / The true history of a sadness that I start / Illuminated only by tears / Cinnamon girl I summon you here / Lay by my side until a light appears” diyor. Öylesine güzel bir şarkı ki, albümün geri kalanınından hoşnut kalmasanız da, bunu es geçmeyin.

Bu şarkıdan sonra albümün tümünü sadece sözlerine dikkat ederek dinledim. Damon Albarn, ülkesine karşı duygularını “The Good, the Bad & the Queen” albümünde yıllar önce net bir şekilde ortaya koymuştu. O albümde doğduğu topraklara biraz öfke ve biraz da alayla karışık bir sevgi duyduğu anlaşılıyordu. “Dr Dee”de özel olarak Elizabeth dönemi İngilteresi’ne odaklandığı için ve belli bir kişinin hayatını yansıtmaya çalıştığından sözler çıkan anlam daha karmaşık geldi bana. Öfke ve alaycılık belirsizleşmiş, o döneme özgü gurur ve ruhani duygular daha öne çıkmış. Damon’ın monarşi sistemine sempati duymadığından, İngiltere’deki ayrıcalıklı sisteme karşı olduğundan kuşku yok elbette ama albümü yazarken bunu İngiliz tarihinin bir parçası olarak kabul edip, onunla ilgili duygusal karşılığı yakalamaya çalışmış. Bana kalırsa, yakaladığı şey dürüst ve çarpıcı.

Daha önce de belirttiğim gibi, her zevke uygun olmasa da, benim gibi melodiler arasında keşif yapmaktan hoşlanıyorsanız “Dr Dee” size hitap edebilir. Ben tahmin etmediğim ölçüde sevdim.



Damon ve arkadaşları, The Guardian'ın stüdyosunda verdiği kısa konserin videosunda "Animate Us" ve "Apple Carts" adlı şarkıları çalıyor.









Albüm sampler'ı:

Yazan: Zülal Kalkandelen

Translate