© Zülal Kalkandelen
Cumhuriyet / 29 Eylül 2012
Bana göre sonbaharın en güzel belirtilerinden birisi yağmursa, diğeri kapalı salon konserlerinin başlaması. İstanbul’da uzun yıllardır her sonbaharda bu sezonun geldiğini müjdeleyen ise, yaz sonrası yeniden Babylon’a ayak bastığımız gün.
Bu yıl da tekrarlandı bu ritüel.
Bu defa açılışı, Türkiye’de çok sevilen alternatif folk-pop gruplarından Kings of Convenience (KOC) ile yaptı Babylon. Nisan ayında grubun iki üyesinden birisi Eirik Glambek Bøe’nin rahatsızlığı yüzünden İstanbul konseri ertelenince, diğer üye Erlend Øye solo bir konser vererek hayal kırıklığını gidermeye çalışmıştı. Ama onunla kalmadılar; sonuncusunu dün akşam verdikleri üç konserle İstanbul’a yeniden merhaba dediler.
Çarşamba akşamı gerçekleşen ilk konserde iki Norveçli müzisyen, sapa sağlam ve oldukça neşeli bir halde akustik gitarlarıyla karşımızdaydı. 2009 albümleri "Declaration of Dependence"dan “My Ship Isn’t Pretty” adlı şarkılarını çalmaya başladıklarında, uyarılara karşın yine cep telefonları ve fotoğraf makinelerinin flaşları arka arkaya patlamaya başladı.
Geçen konserde Erlend, bu konudaki hassasiyetini açıkça belirtmişti ama dinleyici bir kez daha uyarılmak istedi. Şarkı arasında “Şimdi fotoğraf çekebilirsiniz” diyerek poz verdiklerinde, iş yine pişkinliğe vuruldu, gülüşmeler oldu. Aynı tepki, “Tamam, şimdi konuşabilirsiniz” dediklerinde de gösterildi.
Ama bunun dışında konserin genelinde “Sessiz Konser” konseptine daha uyumluydu dinleyici kitlesi; müziğe odaklanıp keyif alanlar çoğunluktaydı. Babylon’un bu tür konserlerde içki satışını yandaki Lounge kısmında yapmasının da buna katkıda bulunduğu açık.
İkili, "I Don't Know What I Can Save You From", “Me in You”, “24-25”, “Failure”, “Homesick”, "Misread" adlı şarkıları arka arkaya seslendirirken Eirik bir ara, İstanbul’u çok sevdiklerini, sokakta büyük bir enerji olduğunu söyledi. O sırada Babylon’daki bazı konserlerin İstiklal Caddesi’ndeki devinimi salona yansıtırken, bazılarınınsa tersine gürültüden ve kalabalıktan kaçış için ayrı bir atmosfer fırsatı sunduğunu düşündüm. KOC konseri de dinginliği ve huzuru taşıdı kalbimize.
Dinleyicilerin konser boyunca en çok eşlik ettiği şarkı, Feist'ın vokali kaydedilen “Know How” oldu. Benim en sevdiğim anlar ise, “Brave New World” sırasında yağmurun karanlığa bağlanışını salonda adeta canlandırıp, şarkının bir bölümünü bütün ışıkları kapattırarak söyledikleri anlardı. “Dışarıdaki kalabalıktan ve suçlayıcı düşüncelerden kaçabilir misin?” diye soruyordu şarkı. Biz konser boyunca bir süre Babylon’a sığınıp kurtulduk o itiş kakışdan.
Sonra baktık birden “I’d Rather Dance with You” ile hareketlendi grup. Konserin ardından DJ’lik yapacaklardı ve belli ki ortamı hazırlıyorlardı. Fakat bis yapmadan bırakmadık onları. Thirteen’in “Big Star” cover’ından sonra, “Rule My World” adlı şarkılarına Norveçli müzisyen Velferd’in yaptığı remiksin üzerine çalıp, dinleyicileri dans ettirerek bitirdiler konseri.
Gittiğim en keyifli konserlerden biriydi; İstiklal Caddesi’ne çıkınca etkisi bozulmasın diye kalabalığın içinden her zamankinden daha hızlı yürüyerek geçtim.
(Fotoğraflar ve video bana aittir.)
-