Cumhuriyet / 17 Eylül 2012
80‘lerin ortasında çıkış yapıp 90‘larda zirvedeki günlerini yaşayan grup, Glasgow’da vokalist Jim Reid ve gitarist William Reid kardeşler tarafından kuruldu. Cayır cayır çalan gitarlarla karanlık sözleri buluşturan şarkıları, kısa sürede üniversitelileri peşinden sürükledi.
O dönemde onlara hayran olan gençler, bugün orta yaşlı insanlar. Ama Irving Plaza’daki konsere gelenlere bakılırsa, The Jesus and Mary Chain, günümüzün üniversite gençliğini de yakalamış. Nedenini çalmaya başladıkları anda anlamak zor değil. Jim Reid’in sesinde en ufak bir bozulma olmamış, William Reid gitarına yine çok hakim, grup mükemmel bir uyum içinde, genç müzisyenlere taş çıkartacak bir ustalıkla çalıyor.
Duman makinesinin salonu göz gözü görmez hale getirdiği, çok loş ışıklı bir ortamda yaklaşık 80 dakika boyunca 17 şarkı çaldılar. 1985-1998 yılları arasında yayınladıkları 6 stüdyo albümünden ağırlığı, 4 şarkıyla ilk albüm “Psychocandy” alırken, “Automatic” ve “Honey’s Dead”den üçer şarkı dinledik.
“Darklands”den “Happy When It Rains”i çaldıklarında gecenin en coşkulu dakikaları yaşandı. “Just Like Honey”de sahneye Mad Men dizisindeki rolüyle tanınan oyuncu Jessica Paré geldi ve Jim Reid’e vokalde eşlik etti, fakat müziğin bastırdığı sesinin nasıl olduğunu bile anlayamadık.
Konser bittiğinde, başlamadan önce aklımda yer eden soruya da yanıt verdim. The Jesus and Mary Chain’i 30 yıl önce 20 dakikalık kaotik konserlerinden birinde canlı dinlemenin zevki çok daha fazla olabilirdi. Ama 2012’de tavır olarak olgunlaşıp durulsalar da, müziklerinden yansıyan enerji aynı; şarkıları hiç yıpranmamış. Büyük grup olmak böyle bir şey; zamana meydan okuyan şarkıları herkes yapamıyor.
Setlist: Snakedriver - Head on - Far gone and out - Between planets - Blues from a gun - Teenage lust - Sidewalking - Cracking up - All things must pass - Some candy talking - Happy when it rains - Halfway to crazy - Just like honey - Reverence - Hardest walk - Taste of cindy - Never understand