© Zülal Kalkandelen
Cumhuriyet / 18 Kasım 2012
Bir rave partinin sonunda sabaha karşı boşalan dans pistini düşünün. Müzik yavaşlarken güneş yeniden doğar, partideki insanların yüzünü tam olarak o sırada görürsünüz. Eğer parti açık hava bir mekanda yapılıyorsa, içinde bulunduğunuz doğanın farkına da o anlarda daha iyi varırsınız. O sırada çalınan müzik, atmosferi algılamak bakımından önemli rol oynar. Brezilyalı besteci / prodüktör Ricardo Donoso, tam bu anların müziğini yapıyor, esin kaynağı olarak da gençliğinde katıldığı partilerde sabaha karşı yaşadığı saatleri gösteriyor. Bir yabancının evinde uyanıp hemen oradan çıkmak istediğinizde, içinizde duyduğunuz garip hisleri müziğine yansıttığını söylüyor Donoso.
Geçen yıl deep house, trance, drone, noise ritimlerini karışık bir altyapıda sunduğu deneysel albümü “Progress Chance” ile tanıdım Ricardo Donoso’yu. Biraz araştırınca aynı anda birçok farklı projeyi sırtlanan üretken müzisyenlerden birisi olduğunu görünce de, müziğine yansıyan çeşitliliğe şaşırmadım. Solo çalışmalarının yanı sıra Luke Moldof ile birlikte Perispirit adlı elektronik müzik grubunda yer alıyor, hem de filmlere ve televizyon programlarına müzik yapıyor. Ayrıca Ehnahre adlı death metal grubunda yakın zamana kadar bateri çalıyordu ama son dönemde oradan ayrıldı.
Brezilya’da caz davulcusu olarak başladığı kariyerine bakınca son derece eklektik bir müzik paleti olduğu görülüyor. Öncelikle bu yönüyle ilgimi çekti; belli ki farklı ses yapıları kurmaya meraklı bir müzisyen. “Progress Chance”den sonra nasıl bir yöne ilerleyeceğini özellikle bu nedenle merak ediyordum. Davuldan arınmış, düşük tempolu ama ritmik ve melodik bir sound ile dinleyeni hipnotize eden bir albüm yapmış Donoso. Basit synth ya da bas riffleri ile başlayan parçaların tekrarlar aracılığıyla gelişimi, yarattığı karanlık his ve ses kurgusu, albümü ilginç kılan özellikler. Özellikle kapanışı yapan 9 dakikalık “Renunciation” bu özellikleri çok iyi yansıtan bir örnek.
Albüm için yayınlanan basın bülteninde “Assimilating the Shadow” adının, analitik psikolojinin kurucusu Carl Gustav Jung’un herkesin bir gölgesi olduğuna dair teorisine (“Everyone carries a shadow”) atıf yaptığı belirtiliyor. Jung’a göre, bu gölge bir insanın gerçek hayatında ne kadar az belirginleşirse, daha karanlık ve yoğun bir hal alıyor. Bunun bir insanın çocukluğundan itibaren bilinç tarafından geriye itilen ilkel hayvansal güdülerden oluşabileceğini söylüyor İsviçreli bilim adamı.
Albümün açılışı da bu esinlenmeye koşut olarak bir psikanaliz dersinden sample ile başlıyor. Bir yerinde, “ne kadar yoga yapsak da ölüm ve yabancılaşma korkusu ile başa çıkmak zorundayız” diyor. Ardından bu sözler, partinin sonunda güneş doğarken, yüzlerini yeni gördüğünüz insanlarla aranızda doğacak yabancılaşma duygusuna uygun atmosferik bir sound ile bütünleşiyor.
Donoso’nun son derece minimalist bir yaklaşımla, kendisinin verdiği bilgiye göre daima piyanoda veya klavye üzerinde vücuda getirdiği bu farklı sesler bütünü, çok kişisel olarak yorumlanacak albümlerden. Tekrarlara dayanan ritmik yapısı dansa yöneltiyor ama aynı zamanda insana kendi aklında hikayeler yazdıran sinemasal bir yapısı var. Bana göre yılın en iyi elektronik albümlerinden birisi.
-