Melody Gardot'ya İstanbul'un en güzel mekanlarında konser vermek nasip oluyor. Dört yıl önce yine İstanbul Caz Festivali'ne geldiğinde Esma Sultan Yalısı'nda çalmıştı. (O konserle ilgili yazım için link: http://zulalmuzik.blogspot.com/2009/07/cazn-yukselen-melodysi.html) Bu kez Almanya Sefareti Tarabya Yazlık Rezidansı'nda ağırladık onu. Ağaçlıklı çok güzel bir bahçe içinde, önünde Boğaz manzarasıyla muhteşem bir atmosferi vardı mekanın. Melody Gardot da gece boyunca orada konser yapılmasına izin verdiği için Almanya Başkonsolosu'na birkaç kere teşekkür etti.
Bir temmuz gecesiydi ama rüzgar şanlı hükmünü sürüyordu, herkes dağıtılan kırmızı polar şalları alıp sarındı. Ön kısımda sandalyelere oturanların dışında çimenlere atılan büyük yastıkların üzerine yayılanlar da çoktu. Konsoloslukların bahçesinde konser düzenlenmesinin bir yararı da, içki satılması sorununun ortadan kalkması. Caz Festivali'nin bu yılki mekanları arasında İstanbul Modern yok. Geçen yıllarda oradaki konserlerde müze olduğu gerekçesiyle içki satılması yasaklanınca işin tadı kaçmıştı; konsolosluklarda böyle bir sıkıntı olmuyor, dileyen hem müzik dinliyor hem de içkisini içiyor.
Melody Gardot, 2009'da İstanbul'a geldiğinde ikinci albümü "My One and Only Thrill"in turnesindeydi. Bu defa geçen yıl çıkardığı "The Absence" için turnede. Esma Sultan'daki konserde geçirdiği ağır trafik kazasının üzerinden altı yıl geçmişti ve geride kalan fiziksel zorlukları henüz tam olarak atamamıştı. Çok rahat yürüyemediği için sahneye bastonu ile gelip, çoğunlukla ya piyanosunun başında kalmış ya da yüksek bir tabureye oturup gitar çalmıştı. Aradan geçen zaman ona her anlamda iyi gelmiş. Artık ayağında yüksek topuklu ayakkabılarla rahat yürüyor, sahnede desteksiz duruyor; bir tek dans ederken bastonunu eline aldığını gördüm.
Fiziksel olarak hareket olanağının artması, sahne performansını etkilediği için bunu belirtmek istedim. Çünkü dün gece, piyanosunun başında çok az kaldı. Konserin açılışında birkaç şarkı çaldıktan sonra ayağa kalkıp mikrofonun önüne geçti; daha hareketli şarkılar söyleyip dans etti. Bir ara, 2011'in sonunda kaybettiğimiz Cesaria Evora'yı andı. Şarkılar hangi dilde olursa olsun, içten söylendiğinde yüreğe dokunacağını, Cesaria Evora gibi bir gün öldüğünde kendi şarkılarının da onunki gibi hatırlanmasını arzuladığını söyledi ve unutulmaz "Sodade"ı seslendirdi. "Bana mektup yazarsan ben de sana yazarım. Beni unutursan ben de seni unuturum... Geri geldiğin güne kadar" diyordu "Sodade" adlı şarkısında Evora. Meldoy Gardot, onun unutulmayacağını İstanbul'da bir kez daha hatırlattı.
Pürüzsüz sesiyle hem yeni hem de eski albümlerinden şarkılar söyledi Gardot. "Les Etoiles", "Baby, I Am a Fool", "Who Will Comfort Me" gibi daha çok bilinen şarkılarında dinleyicilerin eşlik ettiğini görünce yüzüne kocaman bir gülümseme yayılıyor. Konserin en ufak bir aksama olmadan baştan sonra akıp gitmesinin nedenlerinden biri de elbette kendisine eşlik eden ekibinin de müthiş olması. Özellikle saksofoncu Irwin Hall olağanüstü bir performans gösterdi. Bir ara aynı anda iki saksofonu birden çaldı. (Çektiğim videoda o sahneyi yakaladım. Görüntü ilk başta biraz sallantılı ama izlemeye değer. )
Melody Gardot, şarkı aralarında anlattığı hikayeler, yaptığı esprilerle dinleyicisiyle çok sıcak bir iletişim kuran müzisyenlerden. Paris'te bir sabah sokak müzisyenlerinin şarkılarıyla uyanıp, heyecanla çırıkçıplak bir halde pencereden "Sizinle şarkı söylemek istiyorum!" diye altıncı kattan bağrışını anlatırken adeta yeniden yaşıyordu duyduğu mutluluğu. Konserin sonuna doğru baktı ki yine dinleyiciyle sahne arasına kırmızı bantlarla mesafe konmuş. "Sayın Konsolos, çimenleriniz için üzgünüm ama bunu yapmak zorundayız. Birisi yardımcı olursa şu bantları atalım, herkes sahne önüne gelsin" dedi.
Dinleyiciyle arasındaki fiziksel mesafeyi kaldırdığında daha çok coştu. Irwin Hall saksofon çalarken ona danslarıyla karşılık verdi. Çok güzel bir son oldu. Alkışlarla yeniden geldi sahneye. İstanbul'dan çok güzel anılarla ayrıldı Melody Gardot ve ekibi. Blues, bossa nova, Latin ve caz müziği kaynaşıp evrensel bir dil kurdu. Bir öncekinden daha dinamik, dört dörtlük bir konserdi. Melody Gardot, yoluna sağlam adımlarla devam ediyor.
(Photo credit: Zülal Kalkandelen. Fotoğraflar ve video bana aittir.)
-