Rauelsson ismini, ilk kez 2011’de Peter Broderick ile birlikte kaydedip, prodüktörlüğünü de birlikte üstlendikleri “Replica” adlı albümle duydum. Heather Woods Broderick’in flüt çalıp vokalde yer aldığı albüm, geleceğe dair büyük umut veriyordu. Asıl adı Raul Pastor Medall olan İspanyol müzisyen, aslında kendi solo çalışmalarını Hush Records etiketi altında 2008’den bu yana yayınlıyor. Daha sonra Sonic Pieces çatısı altında yine Heather Woods Broderick ile işbirliği yapıp Portland Stories serisine de katkıda bulundu. Müzisyen olarak kökeni gitar ve vokal ağırlıklı modern folk müziğe dayansa da, yeni albümü “Vora”, modern klasik müziğin çok iyi bir örneği. Aslında bunun işaretlerini “Replica”da da vermiş, sadece folk çerçevesi içinde kalacak bir müzisyen olmadığını belli etmişti. 2012’de Peter Himmelman ile “From River to Sea” adlı bağımsız bir belgesel yapım için besteledikleri soundtrack ise, yöneldiği yeni rotayı belirlemişti.
Albümün bir bölümünü eskiden yaşadığı Portland’da, kalanını da geri döndüğü memleketi İspanya’da kaydetmiş Rauelsson. Piyano ve synth seslerine, mükemmel bir orkestrasyonla eşlik eden çello, keman, santur, orkestra çanı, org, arp ile marimbanın yanı sıra, yağmur, deniz sesleri ve saha kayıtları da katılınca, sanki yarı uyanık bir halde görülen hayaller ile gerçek hayat birbirine karışıyor. Akustik ile elektronik arasında kurulan hassas uyum da, o hissi sürdürmeye önemli katkıda bulunuyor. Albümün mastering’i ise, aynı zamanda marimba da çalan Nils Frahm tarafından yapılmış.
Rauelsson - Fluvial from sonic pieces on Vimeo.
“Vora”, Rauelsson’ın Portland’dan İspanya’ya taşınmasının öncesi ve sonrasına yayılan bir zaman diliminde kaydedildiği için farklı hisleri içinde barındırıyor. Albümde umutlu, hüzünlü, sakin ve bazen hafif de olsa gerilimli anlar bir arada çalkantılı bir ruh halinin portresini çiziyor. Genel atmosferde bir belirsizlik, tedirginlik, bilinmezlik seziliyor. Ancak albümün başında Rauelsson'ın henüz Portland'da olduğu dönemde ilk başlarda bir gerginlik yok. "Wave In" ve "Fluvial"da piyano ve yaylıların diyaloğu naif bir kırılganlığın işaretlerini veriyor. Karar anının geldiğini "Split"teki atmosferik soundu bölen bas soundu ile anlıyoruz.
Hayatının uzun bir dönemini geçirdiği yerden ayrılan herkes bilir bu hissi. Bir tür yabancılaşma hissidir; kimseye belli etmek istemezsiniz ama geride bırakacaklarınız aklınıza gelince boğazınız düğümlenir, ondan kurtulmak için yeni yerde olabilecek iyi şeyleri düşünmeye çalışırsınız. “Almadrava” adlı şarkı tam da bunları anlatıyor bana kalırsa. Piyano tınıları arasında boşluklar var; çok yavaş ilerliyor her şey. Çünkü “Terk eden insan bir yerde terk de ediliyordur ama şimdi kalk ayağa, önüne bak,” diyor piyano. Bunlar bana çağrıştırdıkları tabii, Rauelsson da tam olarak bunları mı anlatmak istiyordu bilmiyorum ama kendisinin söylediğine göre, “Vora”, ülke, hatta kıta değiştirirken hissettiği son derece kişisel duyguların yansıması.
“Hourglass I” adlı şarkıda bir kadın, “Defalarca dolanıp yine kıyıya döndüm, altüst olduğunda burada olmak istemiyorum,” diyor. Albüm notlarından o sesin Oregonlu müzisyen Laurel Simmons’a ait olduğunu öğreniyoruz. Arkasından gelen “Hourglass II”da yine aynı ses, bu kez “Suya yazı yazabilirim ama sadece donduğunda,” dizesini tekrarlıyor. “Dusk, Gravel, Dawn” Akşam karanlığından şafak sökene kadar sahilde geçen süreci anlatıyor; gerçekte bir kıyıdan diğerine geçişin sancıları hala devam ediyor. Zaman geçerken Rauelsson’ın içindeki sessiz fırtına, yerini şafakla birlikte umutlu bir güne bırakıyor.
43 dakikalık albümün 30. dakikasında “Parasol” başladığında, Nils Frahm’ın marimbasıya birlikte arka planda çocuk sesleri duyuluyor. Anlıyoruz ki artık İspanya’da Rauelsson. Albümün kapanışında “Wave Out”, albümün sonunu yarattığı ses manzaraları ile bir film gibi bağlıyor. Baştan sona insanı düşünceden düşünceye sürükleyen, çok güçlü ve duyarlı bir albüm “Vora”. Duygu geçişlerini yansıtmadaki başarısının altını özellikle çizmek gerekiyor.
Modern klasik müzik, seslerle yazılan görüntüsüz filmler izlettiriyor bana. Giderek bu türün tutkunu oldum iyice. “Vora”nın öyküsünde kendimden çok şey buldum ama albümü dinleyen herkesin bu müziğe farklı da olsa kendine özgü bir öykü yazacağını düşünüyorum. Raul Pastor Medall, folktan modern klasiğe uzanan yolunda keskin bir dönemeci ustalıkla aldı. “Vora”, şimdilik o yolun en yüksek noktası.
(Albümün tümü Soundcloud üzerinden dinlenebiliyor.)
-