12 Tónar (Rejkjavik, İzlanda)
Bugüne kadar gördüğüm plakçılar içinde en keyifli saatler yaşadığım mekan 12 Tónar oldu. Yağmurlu ve serin bir sonbahar günü Reykjavik’in sessiz sokaklarında yürürken, içeri girdiğim andan itibaren müthiş bir sıcaklık hissi yarattı bu mekan. İki katlı ufak bir dükkanda sadece tek bir görevli vardı. Önce raflarda duran CD ve plaklara göz attım ama üzerlerinde hiç duymadığım bir sürü grup ve müzisyen adını görünce, görevliye, “Ben bu isimleri hiç tanımıyorum ama çok merak ediyorum. Bana ne önerirsiniz?” dedim. Verdiği yanıt mükemmeldi: “Ben size önereceklerimi söylerim ama siz de ayrıca istediklerinizi seçin, şuradaki koltuğa oturun, orada CD çalar ve pikap var. Birer birer dinleyin, ben de bu arada size kahve getireyim.” O gün bütün öğleden sonrayı o plakçıdaki eski koltuğun üzerinde müzik dinleyerek geçirdim. Camdan yağmuru seyredip 12 Tónar’ın muhteşem seçkisinde yer alan yeni müzikleri keşfetmek çok mutlu etmişti beni. Sigur Ros, Björk gibi isimlerin sık sık uğradığı bir mekanmış 12 Tónar. Özellikle İzlanda’da yeni çıkış yapan müzisyenlerle bağları kuvvetli. Kendi plak şirketleri de olduğundan ülkenin müzik sektöründe önemli bir etkiye sahipler. Reykjavik’e giderseniz, mutlaka uğramanızı öneririm. Zaten mekan da kentin en merkezi yerinde. Bu arada bir not; Reykjavik’te CD ve plak fiyatları pek uygun değil, beğendiklerinizin hepsini alamasanız da dinleme için ayrıca para ödemek gerekmiyor. http://www.12tonar.is/
The Thing (Brooklyn, New York)
12 Tónar’da rahat ve huzurlu ortamda alışveriş yapmanın keyfinden söz ettim az önce ama şimdi anlatacağım mekan, belki de en rahatsız şekilde plak arayacağınız yer olabilir. New York’un Brooklyn bölgesindeki Greenpoint adlı semtte yer alan The Thing, aslında kitap giysi ve çeşitli eşyaların bulunduğu ikinci el satış yapılan bir dükkan ve aynı zamanda bir plak cenneti. Cennet diyorum ama aslında plakların herhangi bir sıralamaya bağlı olmadan raflara yığıldığı, içeri güneş ışığının girmediği, tozlu plaklar arasından istediğinizi bulmak için çok emek ve zaman harcamanız gereken bir yerden söz ediyorum. “Öyleyse neden o kadar zahmete gireyim?” diye sorabilirsiniz ama plakların değişmeyen fiyatı 2 dolar! Üstelik dükkanın gerçekten ender bulunan cevherlerle dolu bir koleksiyonu var. New York’taki en büyük koleksiyonların birinden söz ediyoruz. 10 yılı aşkın bir süredir aynı mekanda hizmet veren The Thing, adeta ince uzun bir koridoru andıran bağımsız bir dükkan. Burada müzik meraklılarının plak arayışını izlemenin keyfi bir başka ama şunu da hatırlatmak isterim: Toza karşı yanınıza eldiven ve maske almanızı öneririm. İlginç bir müzik alışverişi için burayı es geçmeyin. https://plus.google.com/110226195971564876144/about?gl=tr&hl=en
Piccadilly Records (Manchester, İngiltere)
New wave/post punk patlaması sırasında 1978’de The Smiths, Happy Mondays ve The Stone Roses gibi Manchester gruplarının plaklarını satarak işe başlayan Piccadily Records, giderek kentin müzik sahnesinde temel bir yer edindi. 2000 yılından bu yana internet üzerinde de satışa başladılar. Bugün kataloglarında aklınıza gelebilecek her tür müzik bulunuyor. Manchester’da çok sayıdaki plak dükkanı içinde aradıklarımı istisnasız bulabildiğim mekan burası. Piccadilly Records’ın bir özelliği de çalışanlarının derin müzik bilgisi; herkesin ayrı bir uzmanlık alanı var. İlgilendiğiniz tarzı söylediğinizde, sizi o konuda uzman olan çalışana yönlendiriyorlar, o da size heyecanla bilgi veriyor. Tür çeşitliliğinin yanı sıra, alt türler ve onların da farklarına odaklanan çok ayrıntılı bir bilgilendirme söz konusu. Tanımadığınız bir grubun plaklarının ya da CD’lerinin üzerinde bile daha ilk okuyuşta iyi bir fikir edinmenizi sağlayacak notlar konuluyor. Piccadilly Records’ı işletenlerin ve orada çalışanların hepsinin işini çok severek yaptığı belli. Bu da o dükkanla müzik aracılığıyla gelişen, görünmeyen ama güçlü bir bağ kuruyor aranızda. http://www.piccadillyrecords.com/counter/index.php
Waterloo Records (Austin, Texas, ABD)
South by Southwest için Austin’e gittiğim bir yıl keşfettim bu dükkanı. Oldukça büyük bir mekan ve koleksiyonu da epey geniş. Bir plak dükkanına gittiğimde koleksiyonun iyi olup olmadığını anlamak için aradığım birkaç isim var; onların plaklarını satıyorlarsa hanelerine kocaman bir artı koyuyorum. Bunlardan birisi The Durutti Column. Waterloo’da popüler isimlerin arasında uzun zamandır aradığım DC plaklarını bulunca, o kadar çok sevinmiştim ki, bu dükkanı unutmam olanaklı değil.1982’den beri Austin’de faaliyet gösteren bağımsız Waterloo Records, kentin müzik sahnesini destekleyen en temel kurumlardan birisi. Mekan da el verdiğinden, içinde sık sık konserler, imza günleri düzenleniyor. Austin’e giden bir müzik sevdalısının, bir değil birkaç kere ziyaret etmek isteyeceği kadar cazip bir mekan. http://www.waterloorecords.com/
Kontra Plak (İstanbul, Türkiye)
Kuruluşunun en başından beri öyküsünü bilip, gelişimini de yakından izlediğim Kontra Plak’ın yeri ayrı. Galatasaray’da kurulduğu 2012’den beri müzikseverler için bir uğrak yeri haline gelen mekanın en önemli özelliklerinden birisi samimi havası. Orada bir plak dükkanı olduğunu bilmeseniz bile kaldırımda yürürken kulağınıza çarpan güzel müziğe duyarsız kalamıyorsunuz. Farklı türlerde hem yeni hem de ikinci el plak/CD satışı yapılan mekanda, ilgilendiğiniz albümü dinleme olanağınız da var. Ayrıca pikap, tişört gibi müzikle ilgili aksesuarlar da bulunuyor. Record Store Day’de gerçekleştirilen zengin kutlama programına, imza günlerine ve Dinleme Odası gibi bağımsız bir müzik etkinliğine ev sahipliği yapan Kontra Plak’ın ardındaki sır, dükkanı büyük bir müzik tutkusuyla işleten sahibi Okan Aydın. Turistlerin, hatta konser için kente gelen ünlü müzisyenlerin de keşfedip uğradığı mekaj, kısa zamanda İstanbul müzik sahnesinin önde gelen destekleyicilerinden biri oldu. http://www.kontrarecords.com/
Spacehall (Berlin, Almanya)
Kentin Kreuzberg adlı semtinde yer alan bu plakçı, özellikle elektronika, dub step, house ve tekno dinleyicilerinin mutlaka görülmesi gereken yerler listesinde yer almalı. Hip-hop, indie ve rock’ı da ihmal etmiş değiller ama ilk saydıklarımda iddialılar. Yeni çıkanlar yanında, ender bulunan plak ya da CD’lere de rastlayabileceğiniz oldukça geniş bir mekan burası. Birçok ünlü DJ’in de müşterisi olduğu Spacehall’un içine girer girmez, endüstriyel görüntülü karanlık dekorasyonun da etkisiyle, dış dünyadan soyutlanıp başka bir aleme geçiyorsunuz. Hem yeni ürün alabiliyor hem de ikinci el alışveriş yapabiliyorsunuz. Eğer internetten alışveriş yapmak isterseniz o da olanaklı. http://www.spacehall.de/shop/
Link: Bu yazı, 25 Eylül 2014 tarihinde redbull.com.tr'de yayınlanmıştır.