11.12.2015
İstesek de istemesek de 2015 yılında artık dijital dünyanın kurallarına uyuyoruz. Cep telefonundan hoşlanmasam da benim de var, bilgisayar önünde saatlerce oturmaktan dolayı bunalsam da yazı yazmak, radyo programı hazırlamak, araştırmak için zorunluyum. Kazandırdıklarının yanında kaybettirdikleri de var internet odaklı sanal dünyanın. Onu iyi kullanabilirsek bazen güzel sürprizler gerçekleşebiliyor hayatımızda. 80'lerin yeraltı müzik dünyasında Ju Ju'yu kurup, kendi yayınladıkları tek albümden sonra ortadan kaybolan gizemli müzisyene geçtiğimiz aylarda internet sayesinde ulaştıktan sonra, bu yıl müzikle ilgili olarak ikinci güzel sürprizi de yine dijital dünya aracılığıyla yaşadım. Instagram'da beni takibe alan bir hesabı incelerken Tahran'dan bir müzik grubu olduğunu anladım. Paylaştıkları kısa videoları dinlediğim anda müzikleri hemen ilgimi çekti. Grup hakkında daha fazla bilgi bulmak için internette araştırma yapmaya çalıştıysam da bir video dışında bir şey bulamadım. İşin içinden çıkamayınca da, beni takibe alan o hesaptan paylaşılan bir videonun altına "Sizinle röportaj yapmak isterim. E-posta adresinizi alabilir miyim?" diye not düştüm. "Direkt mesaj kutunuza bakın," diye yanıt geldi. Karşılıklı olarak e-posta adreslerimizi birbirimize iletince iletişim başladı. Bana verdikleri linkler üzerinden bazı canlı performans videolarını ve şarkılarını dinledim. Sonra da röportajı Armin Arefi ile e-posta aracılığıyla gerçekleştirdik. Grubu bulma hikayem bu.
Instagram hayatımıza son yıllarda giren bir akıllı telefon uygulaması. O olmasaydı belki de ben Barfak diye bir gruba hiç rastlamayacaktım, YouTube ve Soundcloud olmasa, şarkılarını kilometrelerce öteden anında dinleyemeyecektim. Ju Ju olayını internet ve müziğin zaman ile mekan engellerini aşma gücüne örnek olarak göstermiştim. Bu da yeni bir örneği oldu benim için.
Tahran yeraltı müzik sahnesinde iki yıldır faaliyet gösteren Barfak, progresif/elektronik tarzda müzik yapıyor. Bana yer yer Tangerine Dream'i hatırlatan atmosferik bir sound var şarkılarında. Dinler dinlemez esin kaynaklarının doğa olduğunu anlamıştım ama bu konuda soru sorunca müziklerinin çıkış noktasına dair oldukça felsefi açıklamalar yaptılar. Bu açıklamalarla yetinmeyip, grubu daha yakından tanımak şarkılarını dinlemenizi öneririm.
Bu arada bir not olarak da belirtmek isterim, 20 yıllık profesyonel müzik yazarlığı tarihimde ilk kez bir İranlı grupla röportaj yaptığımı fark ettim. Açıkçası kendimi eleştirmem gereken tuhaf bir durum bu. Kim bilir Barfak gibi daha nice cevherler var o coğrafyada...
Öncelikle beni Instagram'da takip ettiğiniz için teşekkür ederim. Çünkü sizi bu sayede buldum! YouTube'da bir videonuzu izledikten sonra araştırdım ama hakkınızda bilgi bulamadım. O nedenle Barfak hakkında temel bilgileri sizden öğrenmem gerekiyor. Sanıyorum grupta üç müzisyen var. Bana kendinizi tanıtır mısınız? Kim hangi enstrümanı çalıyor? Grup ne zaman ve nasıl kuruldu?
Gösterdiğiniz ilgi ve destek için gerçekten müteşekkiriz. Grup iki yıl önde Tahran'da kuruldu. Başlangıçta üç ana üye vardı: Armin Arefi (gitar), Farzin n'Samani (bas), Ali Seif (piyano). Aslında ilk önce o sırada üzerinde çalıştığımız bir başka projenin yan projesi olarak gelişti ama bir süre sonra bazı koşullar ve dinleyicilerden aldığımız güzel tepkiler nedeniyle bizim için daha önemli olmaya başladı. Bunun sonucunda Tahran'da son iki yılda birçok konser verdik. Piyanistimiz, albüm kaydının son aşamasında kişisel sebeplerden dolayı gruptan ayrıldı. Neyse ki bu durum bizim gelecekle ilgili planlarımızdan vazgeçmemize yol açmadı, konuk müzisyen alarak yolumuza devam etme kararı verdik.
Barfak ne anlama geliyor?
Farsçada iki anlamı var: 1. Ufak kar tanesi 2. TV'deki beyaz gürültü! Ama biz her ikisi de akla gelsin diye herhangi birini özel olarak işaret etmiyoruz.
Şu ana kadar bir kısaçalar ya da albüm yayınladınız mı?
Şu anda sizin sorularınızı yanıtlarken ilk Barfak albümü Soundcloud'a yükleniyor. Oradan ücretsiz indirilip dinlenebilir. (www.souncloud.com/barfakmusic)
EVREN VE İNSANIN EVRİM SÜRECİ
Şarkılarınızı dinleyince doğa, üzerinde yaşadığımız gezegen ve uzayla epey etkileşim içinde olduğunu hissediyorum. Müzik ve kültür açısından sizi ne esinlendiriyor? Sizi müzik yapmaya yönelten şey, temel olarak saf bir şekilde duyguların yansıması mı yoksa belli bir temadan yola çıkan bir hikaye mi var aklınızda?
Konseptler hakkında günlerce, aylarca düşünüp tartışarak müzik yaratmanın olanaklı olduğunu düşünüyoruz. Size inandığımız bu bakış açısı hakkında kısa bir bilgi sunabiliriz. İnsan olarak diğer varlıklar gibi kendi evrim sürecimiz içindeyiz. Doğa bizim ve bildiğimiz diğer her şeyin yaşam kaynağı. Sahip olduğumuz bilinç anlamsız değil. Onu evrim sürecimizde yararlı bir şekilde kullanıp, doğanın bize verdiği işaretleri anlamalıyız.
Müzik açısından birçok farklı ilgi alanımız var. Tüm müzik türlerinin gelişip değiştiği bir süreçler söz konusu. Bunların çok ortak noktası var. Biz bu süreci "eski klişelerden kurtulma" olarak adlandırıyoruz.
Müzik yapmaya odaklanmanızı sağlayan temel dürtü ne?
Yaratmak insanın doğasında var, sanat eserleri yaratmak gibi... Çocukluğumuzdan bu yana müziğe düşkünüz ve bunu yaşamda izleyeceğimiz ana yol olarak seçtik. Aslında müzik bizi seçti ve biz de ona borçluyuz demek daha iyi.
DOĞANIN RİTMİYLE UYUMLU OLMAK VE KENDİ İÇİMİZE BAKMAK
Dinlediğim bütün şarkılarınız enstrümantal. Yorumlayacak söz olmayınca, şarkılara belli duyguları ya da konuları nakşetmek için özel bir çaba harcıyor musunuz?
Çoğu şarkımız enstrümantal; çünkü duyguları açıklamak için özel olarak sözlere ihtiyacımız olduğunu düşünmüyoruz. Enstrümantal müzik tek başına mükemmel olabilir. Ayrıca şarkı isimleri de bizim düşüncelerimiz hakkında bazı şeyler söyleyebilir.
Vokalsiz müzik yapmanın işi daha zor ya da kolay kılan yanları var mı sizin için?
Şarkılarla ilgili duygularımızı gösteren görseller kullanıyoruz. Bu dinleyicilerle aramızda daha iyi bir iletişim sağlıyor. Bu şekilde bizi dinleyen kitle ve sanatımız arasında daha iyi bir bağlantı kuruluyor. Biz bunu zorluk olarak görmüyoruz. Zamanımızın çoğunu ve dikkatimizi enstrümanlar ve ses tasarımlarına harcamamızı sağladığından iyi bir yöntem. Büyük müzisyenlerin çoğu (vokalistler dışında tabii) duygularını ve düşüncelerini kelimeler yerine, enstrümanlarından çıkan notalarla anlatır.
Dinleyicilerin müziğinizden hangi mesajı almasını istersiniz?
Yaşamdaki sürekliliği devam ettirmek ve mutluluk için insanın doğanın ritmiyle olabildiğince uyumlu olması gerekli. Bu mesajı vermek isteriz.
"Time's Mirror", etkisi oldukça yoğun, müthiş bir parça. Onu yazarken aklınızda ne vardı, arka planda sizi neler yönlendirdi?
O şarkıyı beğenmeniz bizi çok sevindirdi. Sizin gibi dinleyicilere sahip olmak harika. Aslında olup biteni açıklamak zor. Videoda görünen yer, bizim zamanda tersine yolculuğumuzu gösteriyor. Bu bizim kendi içimize bakmamızı, kendimize yönelmemizi sağladı. Bu şarkının temel amacı, içimizde olup bitenler hakkındaki duygularımızı göstermek.
"SINIRLAMALAR KADINLARIN SANAT YAPMASINI ENGELLEYEMEZ"
Bu şarkıyı ve diğerlerini canlı çaldığınızda genç İranlı dinleyicilerden nasıl tepki alıyorsunuz?
İlginç bir soru! Genç insanların ve sanatçıların tepkileri bizim için inanılmazdı. Popüler bir müzik olmadığından, Barfak şarkıları ve insanlar arasında bu kadar güçlü bir bağ olabileceğini düşünmemiştik. Son konserimizde daha da ilginç bir hale geldi. Çünkü salondaki dinleyicilerin arasında 6 yaşındaki çocuktan 70 yaşındaki erkeklere kadar çok farklı yaşlardan insanlar vardı ve herkes şarkılarımızla özel bir bağlantı kurdu. Bu bize harika bir enerji verdi.
YouTube'da Tahran'da bir kafede çaldığınız iki konser videonuz var. Şehirdeki yeraltı müzik sahnesinin içinde misiniz?
Evet, elbette öyle. Şu andaki koşulları düşünecek olursak, bundan daha iyisini bekleyemeyiz.
İran, kadınların toplum içinde şarkı söylemesine izin verilmeyen ve sadece İran Kültür ve İslami İrşad Bakanlığı'nın onayladığı şarkıların söylenebildiği bir ülke. Buna karşın, İran'da şaşırtıcı bir şekilde canlı bir yeraltı sahnesinin olduğunu, bazıları kadın olan asi müzisyenler de bulunduğunu biliyorum. Ülkedeki yeraltı müzik sahnesi bu şartlar altında nasıl varlığını sürdürüyor?
Bu etkinliklerimizin önündeki zorluklardan biriydi. Bazı sorunlarımızı kısaca açıklamaya çalışayım. Daha önce söylediğim gibi, Barfak diğer bir ana projeden doğan bir yan projeydi. Ana proje ise, 2009'da kurduğumuz, bir kadının vokalist olduğu senfonik metal grubu "Frosted Leaves" idi. İlk kısaçalarımız "Bleak Autumn"u yayınlamıştık. Birçok iyi tepki almamıza rağmen, kadın vokalist ve senfonik metal ile yolumuzda devam etmemizin olanağı olmadığını gördük. Yine de vazgeçmedik. Dubai'de bir konser verip "Child of the Flames" adlı bir single yayınladık. Fakat sonunda sponsor bulamadığımız ve koşullar uygun olmadığı için daha sonraki planlarımızı ertelemek zorunda kaldık. Gelecekte belki sponsorsuz olarak da masrafları karşılamanın mümkün olabileceğini düşünüyoruz. Bugün sadece "Frosted Leaves" varlığını korumakla kalmadı, onun yanı sıra "Wild Garden" adlı yeni bir elektronik müzik grubu da başlattık; onun da vokalisti kadın. Bütün bunlar bu sınırlamaların hiçbirinin kadınların sanat yapmasını engelleyemeyeceğini gösteriyor.
Geleneksel şarkıların bile onaylanmadığını okuyorum, duyuyorum. Bu koşullarda rap, rock ve indie müzikle ilgilenen gençlerin şansı nedir?
Geleneksel müzisyenlerin karşılaştıklarıyla bizim yaşadıklarımız arasında farklar var. Zaman zaman önlerine çıkan bazı engeller olsa da, en azından onların içinde bulunduğu koşullar iyi ve istikrarlı. Buna karşın, bahsettiğiniz türler için her zaman çok sayıda sorun söz konusu. Bazen müzisyenler bunları aşmak için çeşitli geçici yollar buluyor ama çoğunlukla ertesi gün karşılarına çıkan koşullar bunu imkansız hale getiriyor. Bu da, bu türlerde müzik yapanların etkinliklerine devam etmeleri için herhangi bir şanslarının olmadığı anlamına geliyor.
ORTADOĞU'DA BARIŞ MESAJI!
Anne ve babalarınızın yetiştiği dönemde durum nasıldı?
Geçmişte daha az sınırlama vardı ama o dönemde de insanların müzik zevki geleneksel şarkılar ve pop ile sınırlıydı.
İran dışında hiç çaldınız mı?
Daha önce "Frosted Leaves" adlı grubumuzla konserlerimiz oldu. Barfak ile çalmadık ama yakın gelecekte İran dışında canlı performans planlarımız var.
Geçmişten ya da günümüzden en çok sevdiğiniz gruplar hangileri?
Sayabileceğimiz çok isim var. En sevdiklerimiz Younger Brother, Röyksopp, Massive Attack, Beach House, Waldeck, Nik Bärtsch dörtlüsü Ronin, Geri Dagys, Jocelyn Pook, Hüsnü Şenlendirici, Dhafer Youssef, The Secret Trio, Laço Tayfa, Ólafur Arnalds, God Is an Astronaut, Aurora Borealis.
İran'dan takip etmemizi önereceğiniz alternatif isimler var mı?
Atoma, Quartet Diminished, Mavara, Baaroot, Frequency of Butterfly Wings, Spiral, Across the Waves gibi şahane gruplar var.
Son olarak Türkiye'deki insanlara bir mesajınız var mı?
Elbette var! Halkınızı sanatta gösterdikleri etkileyici gelişme için içtenlikle tebrik ediyorum. Ortadoğu'daki tüm insanların yakın bir zamanda barış içinde yaşamalarını umuyorum!