19-22 Nisan tarihleri arasında Belgrad’da gerçekleşen Resonate Festivali, önceden tahmin edilebilen performansların yanı sıra, bazı olumlu sürprizleri ve hayal kırıklıklarını bir arada toplayan farklı bir deneyimdi. Berlin Atonal’den sonra kapalı mekanlarda sigara içilen ikinci bir festivali daha yaşamış oldum. Sanırım festivale katılan herkes, epeyce zehir soludu.
Festival yönetiminin verdiği bilgiye göre, bu yıl altıncısı düzenlenen etkinliği yaklaşık 3000 kişi izledi; bunların % 70’i çeşitli ülkelerden, % 30’u Sırbistan nüfusuna mensup. Bu oranların, Resonate’in de aralarında olduğu Avrupa’daki sekiz büyük festivalin (c/o pop Festival & Convention, Elevate, Insomnia, Nuits Sonores, Reworks, Sónar, TodaysArt) bir araya gelerek oluşturduğu “We Are Europe” işbirliğinin ruhuna uygun bir kitleyi yansıttığını söylemek mümkün.
Uluslararası kültürel değişim için Avrupa’nın sınırlarını aşmayı hedefleyen bu festivaller, odaklandıkları temalar ve sound açısından benzerlikler gösteriyor. Ancak her biri, kendine özel bir yaklaşımla oluşturuyor programı. Resonate’in basılı programına bakar bakmaz, gündüz kuşağındaki konferansların ağırlıklı olduğu dikkati çekiyor. Zaten sayısal veriler de bunu destekliyor. Toplam 55 konuşmacının yer aldığı festivale, 30 müzisyen katıldı ve 11 atölye gerçekleştirildi.
Gündüz konferans ve atölye, akşam müzik
Müzik ve konferans olarak ikiye ayrılan programda gündüzleri görsel sanatlar, teknoloji, dijital kültür ve bunların müzikle ilişkileri hakkında bilgi alınabilecek konuşmalar ve atölye çalışmaları yapıldı. Gece programı ise, tamamen müzik etkinliklerine ayrılmıştı. Konferans ve atölyeler, Kinoteka adı verilen Yugoslav Film Arşivi’nin festival için çok uygun bir mekan olan göz alıcı binasında yapılırken, konserler için Belgrad Gençlik Merkezi (Dom omladine Beograde) ve gece kulübü Club Drugsotre olmak üzere iki temel mekan vardı. Kinoteka’da ilk iki gün bilmediğimiz bir nedenle havalandırma açılmadığından tıkabasa dolan salonda havasızlık had safhaya ulaştı ama son iki gün bu sorun giderildi. Konser mekanlarından Club Drugsotre’un kulüp ortamı ise, belki gecenin içine dalıp kendinden geçmek isteyenler için idealdi ama orada çalınan bazı müziklerin karakterine hiç uymadığı için ve gelenlerin çoğu müzik dinlemeye odaklı olmadığından yanlış bir seçimdi.
“Art and Digital” başlığı altında toplanan ilk iki günkü konuşma ve panellerin benim açımdan biraz fazla teknik kaçtığını belirtmem gerek. Her biri kendi alanında uzman kişilerin verdiği konferanslar, üniversite öğrencileri ve Sırbistan dışından gelen sektör çalışanları tarafından ilgi gördü. Ama bence sanal gerçeklik, yapay zeka, kodlama gibi alanlara meraklı olsanız bile, konuşmacıların sanki üniversitede akademik ders veriyormuşcasına teknik kalan konuşmaları, genel izleyiciyi uzaklaştıracak nitelikteydi.
Son iki gün “Müzik”, “Müzik ve Dijital” başlıkları altında gerçekleşen konferanslar, kanımca daha ilginçti. Stephen O’Malley ve Mykki Blanco’nun konferansları gibi heyecanla beklenen bazı etkinliklerin son anda iptali ise kötü bir sürpriz oldu. Stephen O’Malley’in uçağının geciktiği söylendi. Mykki Blanco ise, bir gece önce ekibinde kavgaya karışan DJ’ye yardım ettiği için göz altına alınmış. Üçüncü gün Belgrad’ın ünlü tekne şeklindeki diskosu Boat Sloboda’da yapılacak etkinlikler de havanın soğuk olması nedeniyle iptal edildi.
Tresor’un kurucusundan Yeraltı Kültürü Canlandırma Dersi
Yine de Resonate’de gündüzleri de kaçırılmayacak etkinlikler de vardı. Berlin’in efsane tekno kulübü Tresor’un ve Berlin Atonal festivalinin kurucusu Dimitri Hegemann’ın unutulan mekanların gücü, Detroit ile Berlin’de yeraltı kültürünü canlandırma deneyimlerine dair anılarını dinlemek bir kazançtı. Besteci, prodüktör, şair, feminist ve aktivist AGF’nin Hailuoto adasında doğada ve çocuklarla yaptığı elektronik müzik kayıtlarının ve baskı altına alınan kadınların sesini duyurmak amacıyla yaptığı feminist çalışmaların ayrıntılarını öğrenmek çok keyifliydi.
Festival kapsamında ayrıca, Red Bull Music Academy’nin sponsor olduğu Crackmusic Demoparty adı altında bir etkinlik de gerçekleşti. Müzikseverler ile modüler syhth meraklılarını, IDM prodüktörlerini, profesyonelleri ve amatörleri buluşturan bu parti, herkese yönelik bir müzik üretim etkinliğiydi. Öğlen saat 12:00’da başlayan etkinliğe katılanlar setkiz saat boyunca çalışarak bilgisayarlarıyla birer parça yarattı. KC Grad adlı mekanın üst katında bu faaliyet devam ederken, alt katta “Alternative Futures: Istanbul Talks” adlı bir panel de yapıldı. Türkiye’den Alican Okan, Ebru Yetişkin, Gizem Renklidağ, Pınar Akkurt, Candaş Şişman, Nerdworking ve Cihan Çankaya’nın katıldığı panelde konuşmacılar, görsel ve dijital sanat alanında yaptıkları çalışmaları Türkiye’den örneklerle anlattılar.
Lawrence Lek’in büyüleyici filmi “Geomancer
Benim için gündüz kuşağında kayda değer olan etkinliklerden birisini Lawrence Lek gerçekleştirdi. Multimedia sanatçısı Lek’in gerçek ile sanal olanı buluşturarak algılarımızı etkileyen bilgisayar ürünü müthiş filmi Geomancer’i baştan sona izlemek önemli bir kazanım oldu benim için. Yapay zekanın yaratıcı uyanışını olağanüstü görüntüler ve derin bir felsefi altyapı ile sundu Lek.
Festivalde Öne Çıkan Performanslar
Lee Ranaldo
Sonic Youth’un gitaristi Lee Ranaldo, festivalde solo albümlerinden örnekler içeren akustik bir konser de verdi ama benim aklıma kazınan performansı Kinoteka’daki deneysel gitar performansı oldu. Ranaldo, gitarı daha önce hiç görmediğim şekilde tavandan sarkan bir ipe asarak bir yay ile çaldı; havada bir o yana bir bu yana sallanan gitarın mekanla ilişkisini yeniden tanımlayarak, kullandığı efektlerle birlikte onu adeta bir kontrbasa çevirdi. Sadece dünyanın en iyi gitaristlerinden birinin bu muazzam anlarına tanıklık etmek için bile Resonate’e gidilirdi. Bugüne kadar gördüğüm en etkileyici müzik performansları arasına girdi bile.Anna Von Hausswolff
Geçen yıl Le Guess Who? Festivali’nde ilk kez canlı dinlediğim günden beri ikinci deneyimi yaşamayı bekliyordum. Resonate performansı da diğeri gibi, Hausswolff’un altodan sopranoya geçen ses değişimleriyle insanda yoğun duyguları harekete geçiren sarsıcı bir etkileşimdi. Altı kişilik ekibiyle kırmızı ışığın altında klavyesine kapanarak kimi zaman gitar drone’ları eşliğinde çığlıklar atan, kimi zaman da karanlık folk ve art pop tınılarını usulca söyleyen Hausswolff’un müziği, saf ama vahşi bir ruha, etkileyici bir deneysel karaktere sahip. Hiç bitmesin istediğim bir konserdi.
Biosphere
Norveçli elektronik müzik prodüktörü Biosphere, loop’lar ve bilim kurgu tarzı sample’larıyla “arctic ambient” denilen türün başarılı bir temsilcisi. Resonate performansı sırasında çaldığı müzik de video ekranda yayınlanan Uzay Yolu görüntüleriyle tam bir uyum içindeydi. Ambient tekno, ambient house, drone, tekno gibi çeşitli türleri barındıran, çok ustalıkla kurgulanmış bir set çaldı Biosphere. Ancak yazının başında da belirttiğim gibi Club Drugsotre, müzik dinlemek için değil, konuşup gülmek için gelmiş bir kitleyle doluydu ve açıkçası Biosphere’in o şahane müziğine çok yazık oldu.
WoO
Gitarist Vukasin Djelic, 1990‘larda noise rock grubu Off ile yaptığı çalışmalardan sonra elektro gitarıyla tek başına kaset kayıtları yapmaya başlamış. Rastlantı sonucu cep telefonları, kumanda aletleri, fotoğraf makinesi, CD gibi eşya ve aletlerin de analog ve elektronik müzik üretiminde kullanılabileceğini keşfetmiş. 2000’li yıllarda geliştirdiği WoO projesiyle ambient, caz, folk gibi farklı türleri içeren kayıtlar yapıyor. Resonate’de tek başına gerçekleştirdiği performansında gitarı klasik ve yatay şekilde farklı pozisyonlarda değişik tekniklerle çalarak deneysel yaklaşımını sergiledi; enstrümanının sınırlarını zorlayan bir virtüöz olarak ufuk açıcıydı.
Vvhile
2011’de Belgrad’da kurulan grup, ilk başlarda punk rock türü müzik yaparken daha sonra deneysel bir sounda yönelmiş. Resonate’de gitar ve davul ile müthiş enerjik bir set sundu ikili. Kimi zaman Joy Division’ı da andıran basın ön planda olduğu bir post-punk tarzı öne geçti, kimi zaman da noise ve deneysel pop unsurlarını da işin içine katan daha farklı bir sound. İzleyici kitlesini harekete geçiren enerjik performansları gerçekten takdiri hak ediyor. 2014’te ilk albümleri yayınlandı, ikincisi bu yıl bekleniyor. Takibe almakta fayda var!
Nemanja Aćimović
Bateri setiyle doğaçlama tekno soundunu yaratan Aćimović, 90‘larda alternatif rock grubu Jarboli’de yer aldıktan sonra solo çalışmalara yönelmiş. Belgrad bağımsız sahnesinin önde gelen davulcularından birisi olarak tanınıyor. Sahnedeki doğaçlamaları sırasında keşifler yaparken sanatsal açıdan cesur bir yaklaşım sergileyerek müziğini geliştiriyor. Resonate’de Dom omladine Beograde adlı mekanda çalmaya başladığında sakin sakin oturan kitleyi ayağa kaldırıp, mekanı bir dans kulübüne çevirdiğine tanık olduk. Çok dinamik bir şekilde ve tek bir analog enstrümanla nasıl tekno yapılır görmek isteyen varsa Nemanja Aćimović’i izlesin.
Yuri Landman
Resonate’in basılı resmi programında yer almamasına karşın güzel bir sürpriz olarak Yuri Landman’ın performansını izledik. Hollandalı müzisyen, Lee Ranaldo, Liars, Finn Andrews, Lou Barlow, Liam Finn’in de aralarında olduğu birçok isme özel deneysel elektronik yaylı çalgı yapmış. Bazı gruplarda bas ve elektro gitar çaldıktan sonra, diğer müzisyenler için deneysel enstrümanlar yapmaya ve okullarda müzikoloji dersleri vermeye odaklanmış. Resonate kapsamında Club Drugsotre’nin içindeki ufak bir salonda, pet şişeler, oyuncak bebek, matkap gibi alışılmadık eşyaların da bulunduğu bir ekipmanla yarattığı müziği dinlemek ilginçti. Sürekli tekrar eden müziğin bir süre sonra bir enstalasyon mantığı içinde kurgulandığını düşündürdü bana.
Alba C. Corral + Regen
Resonate’de gerçekleşen yaratıcı işbirliklerinden biriydi bu performans. Yazılım programlarını kulllanarak sanatsal yapıtlar üreten İspanyol teknolog Alba C. Corral ile Regen mahlasıyla tanınan elektronik müzik prodüktörü Milos Pavlovic ortak bir performans sundu. Kulüpteki konuşma gürültüsünü aşmak ve videodaki görüntülere odaklanabilmek için kulak zarlarımın olumsuz etkilenmesini göze alarak ön önde dinledim bu performansı. Regen’in başından sonuna kadar kusursuz bir akıcılık içinde ilerleyen müziğine yanıt olarak, Corral bir yazılım aracığıyla canlı görsel yarattı. Renklerin, çizgilerin ve şekillerin sanal dünyasına dalarken dışardaki gerçek dünyayı unutturan, insanı vakum gibi içine çeken bir deneyimdi. Sonrasında da müziğin görselliği üzerine epeyce düşündürdü beni.
Stephen O’Malley
Drone ustası O’Malley’i tamamen karanlık bir salonda kendisini hiç görmeden, sadece sahnedeki ekranda süzülen noktaların sıradışı dansı eşliğinde dinledik. Siyah beyaz videoda birbirini tekrarlayan hareketlerin bir süre sonra yarattığı hipnoz etkisi, müzikteki tekrarlarla iyi bir uyum yaratıyordu ama belki günün yorgunluğundan, belki de müzikte daha fazla dalgalanma beklediğimden, O’Malley’in deneysel drone doom performansına karşı ilgim bir süre sonra azaldı. Açıkçası yarattığı etki biraz bana uzaktı ama sanırım kesin karar vermek için bir kere daha yaşamalı o deneyimi.
[Bu yazı ilk olarak Red Bull Müzik'te yayınlanmıştır. Fotoğraflar (Biosphere ve Vvhile fotoğrafları hariç) ve videolar (Lawrence Lek ve Nemanja Acimovic videoları hariç) bana aittir. https://www.redbull.com/tr-tr/resonate-festivali-2017]
Resonate Festivali ile ilgili Vegan Logic radyo programları
1- http://www.veganlogic.net/2017/04/vegan-logic-resonate-1-542017.html2- http://www.veganlogic.net/2017/04/vegan-logic-resonate-2-1242017.html