25 Temmuz 2017 Salı

2017 YARI YIL RAPORU - ÖNE ÇIKAN 20 DENEYSEL / AVANGART ALBÜM


By on 11:18:00

25.07.2017

Her yıl olduğu gibi, geriye bakıp yılın bu zamanına kadar yayınlanan albümleri değerlendirdim. 2017‘nin ilk 6 ayı, deneysel / avangart müzik için verimli bir dönemdi; yeni kayıtlarıyla bizi büyüleyen usta isimlerin yanı sıra, bu listeye ilk albümleriyle giren yeni müzisyenler de oldu. Listeyi geçen yılki gibi 20 albümle sınırladım ama elbette burada yer almayan başka iyi kayıtlar var. Buradakiler en çok öne çıkan ve ilk 20’de yer almayı kanımca hak edenler. Bunları kendi içinde bir sıralamaya tabi tutmadım. Belirtilmesi gereken bir diğer nokta da şu; bu listede tekliler ve kısaçalarlar değil, sadece albüm formatındaki kayıtlar yer alıyor. İşte karşınızda Vegan Logic 2017 Deneysel / Avangart Albümler Yarı Yıl Raporu! 


(Bu yazı ilk olarak Red Bull Müzik'te yayınlandı. https://www.redbull.com/tr-tr/2017-nin-en-iyi-deneysel-albumleri-listesi)

IONA FORTUNE - TAO OF I (Optimo Music)

Glasgowlu elektronik müzik prodüktörü ve besteci Iona Fortune’un Optimo Music etiketiyle yayınlanan “Tao of I” adlı albümü, toplam sekiz albümden oluşacak bir serinin ilk kaydı. Prodüktör, bu ilk albümünde Yi Çing ya da Değişimler Kitabı olarak bilinen Çin klasik metinlerinin en eskisi bilgeliğin kitabını tema olarak almış. Geleneksel oryantal sesleri analog synthesizer ile işleyip, sentetik ile organiği iç içe geçiren büyüleyici bir sound var albümde. Analog synthesizer Synthi AKS ile elde edilen sesler, Çin’in kanun benzeri çalgısı guzheng ve özellikle Java ile Bali’de yaygın olarak kullanılan ksilofon benzeri çalgı gamelan gibi Uzakdoğu ve Güneydoğu Asya’ya özgü enstrümanların ilginç sesleri ile elekronik altyapıda buluşmuş. Nedendir bilmiyorum ama geleceğin müziği bu olmalı dedirtiyor bana.



MARIO BATKOVIC - MARIO BATKOVIC (Invada Records)

Bosna kökenli akordiyonist Mario Batkovic, kendi adını verdiği albümle bu yıl iyi bir çıkış yaptı. Aslında Geoff Barrow’’un plak şirketi Invada Records etiketiyle yayınlanan bu albümün yedi parçalık ilk versiyonu, iki yıl önce İsviçre’de bir plak şirketinden çıkmış ama ne yazık ki o albümün yankısı sınırlı olmuş. Toplam dokuz parçanın yer aldığı yeni versiyonda, akordiyonun sınırlarını ve müzik türlerini aşarak onu daha önce kimsenin çalmadığı şekilde çalan Batkovic, virtüözlüğü çok ileri bir boyuta taşıyor. Colin Stetson’ın saksofon ile yaptığını akordiyon ile gerçekleştirdiği şeklindeki görüşe ben de katılıyorum. Geçen yıl Le Guess Who? Festivali’nde canlı dinleme olanağı da bulduğum bu çok yetenekli müzisyeni ıskalamamanızı ısrarla öneririm. 



YAIR ELAZAR GLOTMAN & MATS ERLANDSSON - NEGATIVE CHAMBERS (Miasmah Recordings)

Elektroakustik besteci Mats Erlandsson ile besteci ve kontrbas virtüzöü Yair Elazar Glotman gibi, müziklerinde ıssızlık, kaygı ve tekinsizlik hissi uyandırmakta usta iki ismin işbirliğini büyük bir sabırsızlıkla bekliyordum. Sonunda Miasmah Recordings etiketiyle yayınlanan albüm, yaratıcılık çıtasını tahminimin de ötesinde yükseltti. Sadece enstrümantasyona bakmak bile bu konuda bir fikir verebilir. Arap bası da denilen telli çalgı gimbri, keman, Fas müziğinde yaygın olan metal kastanyet karkaba, minyatür ziller, çello, armonyum, akustik gitar, zither, transistorlu radyo, Tibet çanakları, çeşitli plakalar ve piyano kasaları kullanılarak yapılan müziği yer yer kontrbas yönlendiriyor ama bunu öyle usulca yapıyor ki asla işbirliğine gölge düşürmüyor. Enstrümanların kökenleri ile bağlantısını kopararak kendi hayali dünyaları için son derece ince işlenmiş bir müzik dili yaratmış ikili. Karanlık ambient soundunu sevenler için çok keyif verici, hayranlık uyandıran bir kayıt. 



JACASZEK - KWIATY (Ghostly International)

Elekroakustik müziğin dikkat çeken ismi Jacaszek, “Kwiaty” adlı albümünde edebiyat meraklılarının da ilgisini cezbedecek bir konudan esinlenmiş. Polonyalı müzisyen, şair Robert Herrick’in metafizik şiirlerini toplayan İngilizce bir antolojide yer alan, basit ama saf bir güzelliği yansıtan şiirlerini farklı bir açıdan yorumlamış. Jacaszek, 17. yüzyıldan kalma bu şiirlerin bir yandan ölüm, acı, yalnızlık ve özlem doluyken, bir yandan da umut ve huzur içerdiğini söylüyor. Belki de bu hissi vermenin yetkin bir yöntemi olarak, arka planda elektronik sesler yer alsa da aslında bir vokal albümü çıkmış ortaya. Vokalist Hania Malarowska’nın kusursuz yorumuyla büyüleyici bir evrene sürüklenmek için ideal bir kayıt.



THE BUG VS EARTH - CONCRETE DESERT (Ninja Tune)

The Bug adıyla tanınan Kevin Martin, pek çok türde kendini kanıtlanmış bir prodüktör ve müzisyen. Earth ise, drone metal, enstrümantal rock ve saykedelik rock türünün saygın gruplarından birisi. Earth’ün üyelerinden Dylan Carson, The Bug ile bir araya gelip yılın en çarpıcı kayıtlarından birisine imza attı. Albümü baştan sona dinleyince bu iki büyük ismin, sınırları yok eden, vurucu bir sound için ortak bir deneyim gerçekleştiğine tanık oluyoruz. Ortaya çıkanı sözle tam olarak anlatmak pek olanaklı değil ama müzikal açıdan iki benzer ruhun sarsıcı bir buluşması olduğunu söylemek mümkün. Umarım bu sadece bir başlangıçtır ve devamı gelir. 



RYUICHI SAKAMOTO - ASYNC (Milan Music)

“Async”, efsanevi besteci Ryuichi Sakamoto’nun var olmayan bir Tarkovsky filmi için kaydettiği bir albüm. Sakamoto, geniş ölçüde alan kayıtlarını kullanırken, günlük objelerden, müzelerdeki eserlerden ve doğadan aldığı ilhamla eşsiz güzellikte bir atmosfere götürüyor dinleyiciyi. Albümün genel atmosferi sakin ama sanki insanı bulutlar üzerinde gezdiren bir modern klasik/ambinet havanın hakim olduğu parçaların yanı sıra, “disintegration” ve “ZURE” gibi gizemi yoğunlaştıranlar ve yaylıların kaosuyla gerilimi yükselten ‘async” gibi parçalar da var. Tarkovsy filmlerine uygun minimalist bir karakterde seyreden albüm, olayları müthiş bir içtenlikle müziğine yansıtan Sakamoto’nun devasa diskografisinde önemli bir yer tutacak. 



ARCA - ARCA (XL Recordings)

Venezüellalı elektronik müzik prodüktörü Arca’nın kendi adını taşıyan üçüncü solo albümünde, önceki kayıtlarındaki soyut enstrümantal müzikten farklı bir sound var. Bu defa, Björk’ün de etkisiyle, ilk kez kendi vokalini kullanmış Arca ve bunu İspanyol geleneksel folk müzik vokal tarzı ile yaptığı için sesi etkileyici bir saflık yansıtıyor. Cinsel kimliğine dair doğrudan referanslarıyla Arca’nın bugüne kadar yaptığı en heyecan verici kayıt. 



COLIN STETSON - ALL THIS I DO FOR GLORY (52Hz)

Saksofon ustası Colin Stetson, yeni harikası “All This I Do For Glory” ile bir kez daha şapka çıkarttırıyor. Modern klasik, ambient ve caz füzyonun deneysel seslerini kullanarak geliştirdiği virtüözitesine, bu kez prodüksiyonun her aşamasındaki ustalığını da eklemiş yetenekli müzisyen. Yer yer kendi sesini de manipüle ederek, akustik gerçeklik ile elektronik tasarım arasındaki sınırları şaşırtıcı şekilde belirsizleştirmiş.



PENELOPE TRAPPES - PENELOPE ONE (Optimo Music)

Deneysel elektronik müzik projeleri Locke ve Priscilla Sharp ile tanınan, elektronik ikili The Golden Filter’ın üyesi Penelope Trappes’ın ilk solo albümünde karşı durulamayacak bir gotik çekicilik var. Distopik bir dünyada anne olmak ve kadın bir sanatçı olarak akıntıya karşı yüzmek üzerine endişeli sözler yazıp Londra’nın doğusunda kiraladığı bir dairede kayıtlar yapmış İngiliz müzisyen. This Mortal Coil, Scott Walker gibi bir sanatçı olarak beklentilerin dışında kalıp özgürlüğü ararken, sadece piyanosunu çalıp efektleri kullanarak çok içten ve duygusal şarkılar yaratmış. Fısıldarcasına söylediği sözler, piyanonun gotik ve dramatik tınılarıyla buluşunca David Lynch filmlerinde kullanılabilecek enfes bir albüm çıkmış ortaya.



BRIAN ENO - REFLECTION (Warp)

Ambient türünün yaratıcısı Brian Eno, 2017‘nin ilk gününde yayınladığı “Reflection” ile belki de dünyaya gizli bir mesaj verdi. 54 dakikalık kesintisiz bir kayıttan oluşan albüm, içinde yaşadığımız kaotik gezegende dinleyeceğiniz en huzurlu müzik olabilir. Eno, bu albüm için müzisyen ve yazılım tasarımcısı Peter Chilvers ile çalışarak, müzikal algoritmalar aracılığıyla günün farklı saatlerinde farklı tonlara ve hızlara evrilen bir uygulama tasarladı. Müzik, bu uygulama sayesinde, Eno’nun “generative music” adını verdiği yöntemle kurgulandı; bu sayede Eno tarafından yazılıma yüklenen temel elementler ve parametreler, bir dizi algoritma tarafından sonsuza kadar sürdürülebilecek şekilde kullanılabiliyor. Ambient müzikteki amacının, sonsuza dek sürecek müzik yapmak olduğunu söyleyen Eno, albümün yaratıldığı App projesiyle bu isteğini başarmış görünüyor. Dinleyeni meditasyona yönelten atmosferiyle dünyada yaşanan kargaşanın tam tersi bir ruhu yansıtan “Reflection”ı bir nehir kenarında saatlerce oturmak gibi sıkıcı bulan olabilir ama akan aynı nehir olsa da sürekli değişim içinde bir nehir var karşımızda. O akıntının içindeki ayrıntıları yakalamak için de tamamen dikkati nehre vermek gerekiyor. 



WILLIAM BASINSKI - A SHADOW IN TIME (Temporary Residence Limited)

Birisi albümle aynı adı taşıyan, diğeri “For David Robert Jones” adlı iki uzun parçadan oluşan albüm, Basinski’nin besteciliğinin zirveye ulaştığı en iyi kayıtlarından birisi. Farklı dönemlerde kaydedilen iki parçadan birincisi, kendi içinde değişik ruh hallerini çağrıştıran inişli çıkışlı bir yapıya sahip, eski bir synthesizer ile yapılmış çok katmanlı bir ambient drone kayıt. David Bowie’nin anısına adanan 20 dakikalık saygı duruşu niteliğindeki ikincisi ise, eski kasetçalar ve analog kaset loop’ları ile kurgulanmış. Bu parça, Bowie’nin özellikle “Low” albümünün cevherlerinden “Subterraneans”da çaldığı saksofonu anımsatan kısmıyla, ağırbaşlı hüznün en güzel örneğini veriyor.



GNOD - JUST SAY NO TO THE PSYCHO RIGHT-WING CAPITALIST FASCIST INDUSTRIAL DEATH MACHINE (Rocket Recordings)

Krautdrone grubu Gnod’un adı gibi kendisi de fantastik albümü, yılın en güzel sürprizlerinden birisiydi. Çünkü “sapık sağcı kapitalist faşist endüstriyel ölüm makinesine hayır de” mesajını vererek, tam da yaşadığımız döneme uygun olarak dünyada pek çok insanın olan bitene karşı hislerine tercüman oldu. Gnod’un tüm enerjisini gitar ve davuldan çıkan seslerle müthiş bir dinamizm ile ortaya koyduğu albüm, zamanlaması ve ruhu ile dönemi en iyi yansıtan kayıt olarak tarihe geçti kanımca. 



MAX RICHTER - THREE WORLDS: MUSIC FROM WOOL WORKS (Deutsche Grammophon) 

Modern klasik müziğin günümüzde önde gelen bestecilerinden Max Richter, geçen yıl büyük beğeniyle karşılanan “Sleep” albümünden sonra, bu kez Wayne McGregor’un ödüllü Royal Ballet prodüksiyonu Woolf Works’e yaptığı müzikleri yayınladı. “Three Worlds: Music From Woolf Works”, adından da anlaşılacağı üzere, ünlü yazar Virginia Woolf’dan esinlenen bir kayıt. Max Richter’in öykü anlatıcılığına yeni bir boyut katan albüm, Virginia Woolf’ün bilinen tek ses kaydına da yer veriyor. BBC’nin “Words Fail Me” adlı programındaki ses kaydı ile açılan albümün sonunda ise, okyanus dalgalarının çıkardığı sesler arasında oyuncu Gillian Anderson ünlü yazarın intihar notunu okuyor. Hem edebiyat hem de klasik müzik sevenlerin kaçırmaması gereken bu albümde, bazı parçaları şef Robert Ziegler yönetiminde Babelsberg Alman Film Orkestrası yorumlamış. 



LEANDRO FRESCO & RAFAEL ANTON IRISARRI - LA EQUIDISTANCIA (A Strangely Isolated Place)

Ambient müziğin iki yetenekli prodüktörü Leandro Fresco ve Rafael Anton Irisarri’nin işbirliği yaptığı “La Equidistancia”, yaşadıkları yerler arasında binlerce kilometre olsa da, A Strangely Isolated Place adlı bağımsız plak şirketinin aracılığıyla buluştu. Teknolojinin yardımıyla, Fresco’nun sıcak melodileri, Irisarri’nin dokunaklı ses deformasyonları sayesinde yarattığı puslu sound ile çok iyi örtüşmüş. Sanırım bunun sırrı, her ikisinin de yaptıkları müziğin, gizlenen ya da bastırılan duyguları yalın bir dürüstlükle sergilemesi. 



COLOGNE TAPE - WELT (Magazine)

Aralarında Magazine plak şirketinin kurucuları Barnt, Crato ve Jens-Uwe Beyer, Ada, The Field olarak tanınan Axel Willner, Battles’dan John Steiner, Jörg Burger, Mario Katz ve Philip Janzen’in bulunduğu Cologne Tape’in yeni kaydı “Welt 4”, yılın ilk yarısında heyecan dozunu yükselten kayıtlardan biri oldu. Bu süper grup, ilk kayıtlarından yedi yıl sonra, ellerinde önceden kararlaştırılmış herhangi bir taslak olmadan kendileri için konser vermek amacıyla stüdyoya girmiş ve sonuçta krautrock, enstrümantal rock, ambient, kraut-techno gibi birçok etkiyi barındıran şahane bir deneysel albüm çıkmış ortaya. Albümü dinlerken hissettiğiniz tahmin edilemezlik, keşke o stüdyoda olup, bulduğum herhangi bir aletle ben de ses çıkartarak müziğe katılabilseydim diye düşündürüyor!



ANDREA BELFI - ORE (Float)

İtalyan elektroakustik besteci ve müzisyen Andrea Belfi, elektronik bir manipülasyona uğratılmış perküsyon ve ritim odaklı enfes bir albüm yayınladı. İnternette müzik hakkında yapılan bir yorumda Cologne Tape’in Nils Frahm’ın şefliğinde çaldığını düşünün, bu size ancak bir parça fikir verebilir denmiş. Bu tanımla belki ritim ve perküsyonun albüm boyunca geçirdiği dönüşüm ve aldığı cesur manevraların bir kısmı hayal edilebilir ama bence bu ifade bile yeterli olmayabilir. Perküsyonu merkeze koyarak, ritmi elektronik dokular ve çeşitli seslerle birleştiren, olağanüstü hipnotik bir sonik deneyim olmuş Ore. 



JLIN - BLACK ORIGAMI (Planet Mu)

1980‘lerde Chicago’da house müzik ve sokak dansına bağlı olarak gelişen bir alt türü günümüze uyarlayan Jlin’in “Dark Energy” adlı albümü, 2015‘te müzik dünyasında oldukça beğeni almıştı ama ne o albüm ne de Moogfest’te izlediğim canlı performansı bana hitap etmişti. Ancak Indianalı elektronik müzik prodüktörü, ikinci albümünde Hint dansçı Avril Stormy Unger, William Basinski, Holy Herndon’un katkıları ve Dope Saint Jude ile Wawkes’ın vokalleriyle dans müziğini farklı bir rotaya sokmuş. Dinledikçe içinde yenilikler bulduğum için ilgiyle dinliyorum.



LAWRENCE ENGLISH - CRUEL OPTIMISM (Room40)

Avustralya ses sanatının en yaratıcı isimlerinden, besteci ve küratör Lawrence English, yeni albümü “Cruel Optimism”de yine derin bir konsept geliştirmiş. Bir önceki kaydı “Wilderness of Mirrors”daki gibi yaşadığımız dünyadaki korkuya odaklanmış; politik atmosferde faşizmin de yükseldiği günlerin hissiyatını yansıtırken; gücün insana dair iki özelliği, tutku ve kırılganlığı nasıl yaratıp geliştirdiğine kafa yormuş. Albümün adı “Cruel Optimism” de Amerikalı akademisyen Lauren Berlant’ın aynı adlı eserinden alınmış. Bu albümde ambient drone’ların yarattığı karmaşık besteler, asla bir arka plan müziği değil; oturup ciddi bir şekilde dinleme eylemi gerektiriyor.



DALE COOPER QUARTET  - THE DICTAPHONES - ASTRILD ASTRILD (Denovali Records)

Fransız dark jazz kolektifi Dale Cooper Quartet & The Dictaphones, dördüncü albümü “Astrild Astrild”de grubun kurulduğu günden bu yana özelliği haline gelen sounda yeni boyutlar kazandırmış. Yedi parçadan oluşan albümde drone ses manzaraları, derin saksofon sesleriyle birleşirken; bu kez canlı gitar, bas, klavye ve piyano kayıtları daha sık devreye giriyor ve böylece ambient dokular daha görkemli bir nitelik kazanıyor. 2011 albümleri “Metamanoir”dan beri vokal kullanan grup, bu albümde Ronan MacErlaine, Gaëlle Kerrien ve Zalie Bellacicco’nun seslerine ürpertici karakterler olarak yer vermiş. 50‘lerin şarkıcılarını hatırlatan vokaller, gürültülü gitarlar, atmosferik elekronik sound ve hipnotik caz, göz alıcı siyah bir dokuyu bir kez daha ustalıkla örüyor bu albümde.



DEMEN - NEKTYR (Kranky Records)

Doom pop ya da dream doom; adına ne derseniz deyin, İsveçli müzisyen Irma Orm’un Demen adıyla yayınladığı ilk albümü “Nektyr”, farklı bir dünyaya ait olacak kadar esrarengiz. Kranky Records’ın müziği anlatmak için “sihirli gotik kuğu şarkıları” demesi boşuna değil tabii; Demen’in müziği, insanı hipnotize edip kendinden geçirebilecek Lynchvari bir korkuyu, gerçeküstü romantik bir atmosferi ve ürkütücü masalsı tınıları aynı anda yaratma başarısını gösteriyor. Bu dumanlı gotik atmosferi, özellikle Cocteau Twins, Grouper ve Tropic of Cancer sevenlerin dikkatine sunmak isterim. 



Yazan: Zülal Kalkandelen

Translate